Doğru bildiklerimizi söylemeyeceğiz de yazmayacağız da ne yapacağız. Hiçkimse kusura bakmasın ve yazıp konuştuklarımızdan bir ders almaya çalışsın. Çünkü yöneticilere, etraflarını çeviren ve onları havalarda gezdiren takımların söylemeyeceklerini bizler söyleriz…

Gelelim konumuza…

1 Nisan 2014’ten itibaren bütünşehir olarak yönetilmeye başlanan 103 kişilik bir meclisin ferdi olmaktan onur duymama rağmen, eşit ve adil hizmetin verilememesinden, 2 milyonluk bir kentin vekilleri olan belediye meclis üyelerine dönük seviyesiz tavırlardan, muhalefeti yok sayan ve susturmaya çalışan anlayıştan, kent değil de şirket yönetiyormuş gibi davranan, muhalefet ilçe belediye başkanlarını yok sayıp üzerine gölge başkan yaratmaya çalışan yönetimden, yapılan her şeyde kamu yararından önce rantın düşünülmesinden dolayı oldukça üzgünüm…

Elbette ki hem bireysel hem de grup olarak görülen her yanlışın üstüne gitmek, doğru yatırımları savunmak ve desteklemek için her şeyi yapacağız ama yönetenlerin de attıkları adımlarda daha dikkatli olması gerekmez mi…

Ama bir türlü olmuyor…

Önemli olan kamu yararıyken meclis gündemlerine bakıyoruz sürekli kişisel imar plan tadilatı. İlçe belediyelerinin de tadilat talepleri var ama onların azınlıkta. Üstelik zaten muhalefet belediyeden geliyorsa işi zor. Büyük oranda ret…

Bir pazaryeri projesini ‘katlı pazar yeri olmaz’ gerekçesiyle reddeden anlayışın, binlerce metrekarelik ticaret alanı yaratma merakını ve ısrarını hayretle izliyorum…

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında İmar Komisyonu tarafından uygun bulunmayan, Ağustos ayı meclis toplantısında İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’na iade edilen Kızıltoprak Mahallesi’ndeki mülkiyeti Vakıflar’a ait ‘semt spor alanında’ yaratılmak istenen 30 bin metrekarelik ticari alan yeniden gündemde…

Konunun mahkemeden döneceği aşikarken ve geçmişte de dönmüşken yeniden gündeme taşımak, yeni yargı yolunu açmaktan başka işe yaramaz…

Kamuya ait bir spor alanının küçültülerek ticari alan yaratılmasının kaynak arayışıyla yapılan, planlama ilkelerine ve mevzuatlara, kamu yararına aykırı olduğu yargı kararlarıyla da ortadır…

“Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”nde kentsel spor alanlarında “… açık veya kapalı otoparklar ile seyirci ve sporcuların ihtiyacına yönelik, büfe, lokanta, pastane, çayhane ve spor faaliyetlerine ilişkin ticari üniteler yer alabilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere seyirci ve sporcu ihtiyaçlarına dönük küçük işletmeler dışında devasa yatırımlar yapılmaz…

Peki istenen ne…

Hazırlanan dosyayı derinlemesine incelediğimde ortaya çıkardığım şey; otel…

Çünkü planlama kararlarına “konaklama” ibaresi sıkıştırılıvermiş…

Oysa yönetmelikte konaklamaya ilişkin bir hüküm yok…

Ne diyelim spor alanını bile ticari alanla daraltmak isteyen anlayışa karşı biz de kamu yararını korumaya ve kollamaya devam edeceğiz…

Dilerim yanlış yatırımları döndürme mücadelemiz gün gelir amacına ulaşır da doğru yatırımlar için birlikte mücadele etme fırsatı buluruz…