Hala meselenin ne olduğu anlaşılmadı. Aslında biliniyor ama anlamak istemiyorlar. Ne Gezi Parkı’nda ne ODTÜ’de mesele çevre…

Mesele her şeyi rant olarak gören, kamusal hizmet sunumunu kapitalist anlayışla metalaştıran, doğa, tarihi ve kültürel varlıkları ranta kurban eden, demokrasiyi sadece halkın oy kullanmasından ibret sanan zihniyet…

Mesele halkın oylarıyla iktidar olup, halkı benden-senden diye ayıranlar…

Mesele ‘beni halk seçti’ diyerek, halka sormadan, meslek odalarına ve paydaşlara sormadan ‘ben-yaptım-oldu’ mantığıyla ülkeyi yönetmek…

Mesele bugünümüzü borçlu olduğumuz Atatürk ve emanetlerine savaş açma…

Ulusal bütünlüğümüze ve toprak bütünlüğümüze dinamit konulması…

TC’nin silinmek istenmesi…

Mesele düşünen, eleştiren anlayışa savaş açılması…

Mesele direnen gençlerin yokluğunu fırsat bilerek kampusun tarumar edilmesi…

Mesele demokratik haklarını kullanan gençlerin, halkın üstüne bibergazı ve TOMA’larla yürünmesi…

Yetmeyip kampüse belediye ve taşeron firma işçilerinin salınması…

Kesilen ağaçların yerine dikilen fidanları köklenmesi, gençlerin tartaklanması…

Mesele hala çıkıp ‘’Ağaç kesilerek ODTÜ’de hocalara veya başkalarına lojman yapılmış. Esas yeşili katleden, yeşilin içerisine oradaki hocalara veya başkalarına lojman yapan, oraya alışveriş merkezleri yapan, kongre merkezi yapan, otopark yapan, tenis kortları yapan ve bugüne kadar bu adımları atan ODTÜ yönetimleridir” diyerek, savunmaya geçilmesi…

Mesle “Ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa, ben istemiyorum olmayacak tavrı da o kadar yanlıştır, faşizandır” diyerek, halka yeni yeni yaftalar bulunması…

Mesele uzlaşma kültüründen, demokrasiden yoksun bir anlayışın ileri demokrasi diye kabul ettirilmek istenmesi…

O yüzden dört bir tarafta ‘Her yer direniş, her yer ODTÜ’ eylemleri var…

Demek ki seçimle gelmekle iş bitmiyor…

İş herkesi kucaklamak, Ata’nın açtığı yolda yürümek ve ülkemizi daha ileriye taşımak…

Dilerim mevcut zihniyet değişir, yoksa sıkıntılı günler kapıda…