
İbrahim Akkaya
Siyasi ajanlar iş başında
Her seçim öncesinde şu söylem öne çıkar :
“Halk kavga istemiyor”
Kavga denince elbette tekme, tokat birbirine girmekten söz edilmiyor.
Şiddet içeren eylemler da söz edilmiyor doğal olarak.
Siyasetçilerin daha çok oy, siyasi rant elde etmek adına birbirlerine yönelik söz ve davranışları anlatılmaya çalışılıyor.
Kimileri de ‘halk siyasetten hoşlanmıyor’ diye konuşur.
Toplum mühendisleri, bir tek kendilerinin doğru yaptığını iddia ederek, hedef seçtikleri siyasi parti ve adaya o yoldan yüklenmeye çalışır.
Herkes kavga istemediğini, siyasetin centilmenlik sınırları içerisinde yapılmasını gerektiğini söyler.
Elbette bu söylemde kalır..
Siyaseti kirletmenin çeşitli yöntemleri öne çıkar her seçim öncesinde.
Kendi arkadaşını, partilisini bile sandığa gömmek için fırsat kollayanlar vitrine çıkar seçimler öncesinde.
Şu anda da Antalya’da bu senaryolar oynanıyor.
Kabul edilemez bir şekilde yüzüne güldüğü, gülmekle kalmayıp övgüler düzerek, “sensiz olmaz’ dediği arkadaşını arkasını dönünce kötüleyen, kötülemekle kalmayıp iftira atan, yalan söyleyip, karalama kampanyası başlatanlar sahne almaya başladılar.
Kendilerinin çamurları yetmiyormuş gibi, bir de ‘çalışma ekipleri’ var, onların iki eli de kirli, utamadan, sıkılmadan kapı kapı dolaşıp, yalan ve iftira üretiyorlar ne yazık ki..
Bununla da yetinmiyorlar, bir de medya cephesi var bu kirli siyaset ilişkilerinin.
‘Besleme basın’ her seçim öncesinde olduğu gibi işbaşında..
Her ikisinin de hedefi tek..
Çıkar ilişkisi, siyasi rant ve rakibini ekarte etmek.
Olayı öylesine farklı bir mecraya götürüyorlar ki, gerek kendi partimsinden, gerekse rakip partiden olsun aday adayının, ya da adayın içerisine ‘ajan’ sokuyorlar.
‘Siyasi ajan’lık her seçim öncesinde geçer akçe.
Birileri siyasi ajanlığı meslek edindi..
Onlar için ideoloji hak getire..
Yüzüne tükürseniz teşekkür edecek kadar da pişkin arkadaşlar..
Gemileri yakıp, türlü yalan ve suçlamalarla kapıyı çarpık gittikleri partilere ve aday adaylarının çalışma ofislerine kapağı atmaktan çekinmiyorlar.
Yüzsüzlükle sınır tanımayan bu tiple kadar, onların karakterlerini çok iyi bildikleri halde ‘belki faydası olur’ düşüncesi ile kucak açanların da suçu var siyasetin böylesine kirlenmesinde.
Çarpıcı olan bir başka nokta da kendilerini ‘siyaset uleması’ olarak gören, ancak hiçbir gücü olmayan politika bezirganları..
Her seçim öncesinde ortaya çıkar bu tipler.
Kendilerini dev aynasında görürler.
Havalarından geçilmez, kendilerini insan üstü varlık olarak gördükleri için burunlarından kıl aldırmaz kadar da havalıdırlar.
Seçim parsasından ‘küçük olsun benim olsun’ anlayışıyla ne koparırlarsa kardır onlar için.
Projeleri yoktur, vizyon ve misyon hak getire..
Kasım kasım kasılırlar, ürettikleri hiçbir şey de yoktur..
Buradan siyasi partilerin yöneticileri ile belediye başkanı ve belediye meclisi aday adayları ile onların çalışma ekiplerine seslenmek istiyorum.
Bu kişilere fırsat vermeyin..
Siyaseti kirleten bu tiplerin yeniden piyasa yapmasına, meydana çıkmasına sebep olmayın..
Antalya siyasetini yıllardır hem kullanan, hem de kirleten bu zihniyetin egemen olmasına izin vermeyin..
Benden söylemesi yarın çok üzülürsünüz..
O zaman da iş işten çoktan geçmiş olur..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.