Gün birlik, günü. Ayrılıkçı söylemler, ayrışma, ötekileştirme, kenara itme, kutuplaşma kimseye fayda getirmez. Getirmiyor da nitekim. Geçici zaferlere bakmayın siz. Uzun vadede ayrışma ve kutuplaşma milletin birlik ve bütünlüğünü parçalamakla kalmaz, toprak bütünlüğünü de tehdit eder…
Ülkenin iç huzuru açısından ülkeyi yönetenlerin ve yönetimlerde söz sahibi olanların, kamuoyu önderlerinin söylemlerine dikkat etmesi mühim. Hele hele şu dönemde…
Gezi Parkı olaylarıyla başlayan ve 17 Aralık operasyonuyla devam eden süreçte halk hareketinin şiddetle bastırılmaya çalışılması, söylemlerdeki şiddetin artması, ayrılığın derinleştirilmesi ülkedeki iç huzuru kaçırmıştır…
Yanan canlar, sönen ocaklar, acılar da cabası…
Artık bu dilden ve şiddetten iktidar uzak durmalı. Yoksa uzun yıllar yok edilemeyecek bir çatışma ortamına doğru gidiyoruz. Laik-anti laik, türbanlı-açık, dindar-ateist, Alevi-Sünni, Türk-Kürt vs…
Ama maalesef…
Hala Başbakan, ekranlarda 1 Mayıs için Taksim’de kutlama yapmak isteyenlere köpürüyor, kamuoyuna sızan dinlemelerle ilgili ağır hakaretlerde bulunuyor, vekillerine “Bu iftirayı atanlara sizler gereken cezayı vermelisiniz” diyor ve Hz. Ali’nin düşmanı öldürme örneğini anlatıyor…
Artık yeter…
Halk ve iktidar, halk ve protokol ayrıştığı gibi halk da ayrıştı…
Milli bayramlarda halk ve protokolün meydanlarda, Atatürk Anıtı önünde bir araya gelmesi yönetmelik değişiklikleriyle engellendi…
Meydanlar gösterilere yasaklandı…
İktidar, oy verenler ve vermeyenler dedi…
…..
Şimdi 1 Mayıs için yıllar sonra bir ilk gerçekleşecek, Antalya’da…
Ama bu kez ayrışmadan sendikalardan da nasibini aldı…
Hem de emeğin dayanışma ve mücadele gününde…
Tamam farklı bakıyor olabilirsiniz hayata, farklı düşünüyorsunuzdur…
Ama emeğin hakkını savunmak ortak noktanız değil mi…
Neyin ayrışması bu…
Ne bu kin…
Tepedekiler zaten yeterince geriyor ortamı, bari siz yapmayın…
Gelin 1 Mayıs’ı bölmeyin…
Gelin bir olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.