
Murat Yıldırım
GIDA TERÖRÜ ÜLKEMİZİN BEKASI HALİNE GELMİŞTİR
Bu dilden bir şey anlamayanlar işgal ettikleri masaları terk etsinler. Bu ülkede sahte-taklit -tağşiş edilen gıdaları üretip satarak ve sattırarak milyonların sağlığını hiçe sayarak bu ülkeyi kanser tarlası haline getirilmesine gereken ilgiyi göstermeyenler, üretimden tüketime kadar, depolama, işleme, ima etme, ambalajlama nakletme, dağıtarak satış uygulamasına kadar geçen üretim -tüketim zincirini yeterince denetlemeyerek, kontrol etmeyen idari kurum ve kuruluşlar hakkında da bakanlık denetlemeleri de asla ihmal etmemeleri gerekir. Kamuoyunun malumudur ki, her gün ülke düzeyinde açık ve kapalı Pazar yerlerinde her türden gıda maddeleri, ilmine, bilimine ve hukukuna uygun olarak rutin manada denetlenmediğini yıllardan beri ibretle izlemekteyiz, içimiz içimize sığmıyor. Defalarca hem bizzat kurumlar bazında hem de basın yayın yoluyla konuyu ısrarla dile getirerek kamu sağlığının korunması adına meseleyi sıcak gündemde tutmayı sürdürdük.
Görülmektedir ki, bu rezalet coğrafyamızda sürdürülmektedir. Bilinmektedir ki daha dün ülkemizin bir vilayetinde, tüketilme süresi (raf ömrü-miadı) bitmiş tonlarca tehlikeli peynirin fiziksel işlemler yapılarak yeniden ambalajlanıp satış sürüldüğü hakkında TV yayınlarında da açıkça yayınlanmıştır.
Üzülerek, kahrolarak açıklamak isterim ki; ülkemizde her türlü gıda maddesini, alkollü ve alkaloitle maddeleri, zehir içeren toksik maddelerin ,çocuk mamalarının, süt ve süt ürünlerinin, et ve et preparatlarının, suyun, tüm meşrubatların, gazlı içeceklerin, şekerin şerbetin, tuzun biberin , Cumhuriyet tarihi boyunca tahlillerini yaparak hileli, zehirli, taklit ,tağşiş edilmiş gıdaları üretenleri hakkında cumhuriyet savcılıklarımız tarafından- mahkemelerimiz tarafından cezai uygulamaları yapılırken artık günümüzde bu hassasiyet yoktur. Zira yukarıda bahse konu olan tüm yenilip içilen gıda maddelerinin tahlillerini yapan çok sayıda hıfzıssıhha enstitüleri ve halk sağlığı laboratuvarları kapatılmıştır. Bu işlerin sürdürülebilirliğini sağlayan laboratuvarlar dizisinin kapatılmasından sonra sayıları münferit hale getirilmiş çok az sayıda laboratuvar varlığı da totalde ihtiyaca cevap veremediği kanaati mevcuttur.
Yetmedi, bütün gıda maddesinin imal ve satış yerlerinde fırınlarda, pasta imalat yerlerinde ve benzeri işletmelerde konuşlanarak yıllardır güvenli gıda üretiminde görevli binlerce sorumlu yöneticilerin de görevine son verilmiş, sonuç olarak sağlıklı gıda üretimi başsız kalmıştır. Bu konulardan bazı sorumlu kurumlar her ne kadar zaman zaman teftiş yapıyor iseler de işin esası üzerinde ciddi sıkıntıların devam ettiği ortadadır. Vaz geçilen uygulamaların tekrar geri getirilerek halk sağlığının korunması adına çok acele koşullarda hareket edilerek amaç ve hedefine ulaşması için yeni bir atağa kalkınmasına ihtiyaç vardır.
Tümüyle bunlar dikkate alındığında gıdalarla ilgili beka sorunundan bahsedilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.