Hangi ceza dindirebilir ki bir ananın, babanın, kardeşin, arkadaşın, sevgilinin kaybedilenin arkasından yaşadığı ıstırabı? Sanıyorum ki yok böyle bir ceza. Ancak gelin görün ki ağır cezaların çıkması da öyle kolay değil…

Çocuk ve kadına yönelik işlenen suçlarda özellikle mağdurların ve yakınlarının yargı kararlarıyla yeniden mağdur edilmesine çok rastladık…

Ama bu kez olmadı…

21 Yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu’na cinsel saldırıda bulunan, katleden ve vücut bütünlüğünü bozan “diplomalı, kravatlı, mühendis, iş insanı” Mustafa Murat Ayhan, alabileceği en ağır cezayı aldı…

Antalya 11. Ağır Ceza heyetini, bu davanın takipçisi olan kadınları, erkekleri, STK’ları, siyasileri, Azra’nın fakülte arkadaşlarını, herkesi kutluyorum…

CHP’den, HDP’den, DEVA’dan temsilciler, Antalya Barosu’ndan yöneticiler vardı…

Antalya’nın duyarlı basın emekçileri vardı ve sonuna kadar takip ettiler, davayı. Arkası bırakılmadığı, ısrarla üzerine gidildiği için belki de bu sonuç alındı…

Dileriz bu cezalar caydırıcılık getirir. Öyle kolay kolay katledilmez hiçbir can…

Neticede erkek olsun, kadın olsun kimse ölmesin. Hiçbir can, hiçbir cana kıymasın…

Adı ‘kadın cinayeti’ diye geçen erkek cinayetleriyle hayattan koparılmasın, hiçbir kadın…

Yıllardır kadın hareketinin ve zor davaların takipçisi olarak dikkatimi çeken bir hususa vurgu yapmak istiyorum…

Avukatlar, hakimler, STK’lar, basın herkes değişiyoruz…

Kötü değil, olumlu bir değişim bahsettiğim…

Daha özenli paylaşımlar, konuşmalar yapılıyor. Başlık, fotoğraf seçiminden avukatın savunmasına her şey daha dikkatli…

Sanıyorum bu mücadeleler çok şeyi değiştirecek daha…

İnanıyorum artık güzel mücadelelerde buluşacağız…

Dün Azra’nın arkadaşı konuşmasını bitirirken “Güzel günler göreceğiz çocuklar” dedi ya…

Evet, az kaldı…

Çok yakınlarda sanki…

Güzel günler göreceğiz…

Işıklarda uyu Azra…