Ancak bu kadar olur. Adında koru(ma) olanı da çevre olanı da orman olanı da tarım olanı da turizm olanı da su olanı da görememiş tarihi eserleri, zengin flora ve fauna yapısını, tarım alanlarını, yerleşim yerini…
Antalya’nın koskoca 13 kamu kurumundan 12’si Kumluca’nın Gölcük Köyü’ndeki maden firmasına ruhsat verilmesine ‘olur’ demiş…
Sadece 1 tanesi hayır demiş. İl Özel İdaresi Daire Başkanlığı…
Şimdi ne demeli ki? Turizm İl Müdürlüğü, envanterlerinde böyle bir tarihi varlığın olmadığını söylemiş ve bu nedenle olur demiş. Kurumun envanterinde olmaması, talanın önünü mü açar? Sonra neden envantere alınmıyor? Neden kaderine terk ediliyor, tarihi mirasımız? Ya Koruma Kurulu’na, Orman’a, DSİ’ye, Tarım’a ne demeli? Ya raporlar ciddi baskılar altında hazırlanıyor. Ya da yerinde inceleme yapılamadan olur veriliyor. Ya da raporlarda imzası olanlar konunun ehli insanlar değil…
Bilemiyoruz ki? Her şey açık seçik dururken nasıl oluyor da çevre, tarih katliamına izin veriliyor? Kimsenin yatırıma karşı olduğu yok aslında. Ama bu çelişkili raporlar artık bizleri karar verirken on kez düşünmeye sevk ediyor…
Koruma kullanma dengesini göz etmeden yapılan yatırımlara onay vermek mümkün olmadığına göre biz de İl Genel Meclisi’nde birçok kez benzeri konulara karşı çıkıyoruz…
Kimse kusura bakmasın birileri kolay yoldan para kazanacak diye, tarihimizi, doğamızı tahrip ettirmeyiz…
HES de yapılsın, ocak da açılsın. Ama illa ki SİT alanında, tarım alanında, turizm bölgesinde yapılmasın. Bu yatırımlar için onay veren makamlar koordinatlara bakarak karar vermesinler. Mutlaka ama mutlaka yerinde inceleme yapılsın…
2 binleri aştı sanırım, Antalya’daki ocak ruhsatı sayısı. Birçoğu davalık. Birçoğu da çevrecilerin mücadelesine ve yargı kararlarına rağmen hala çalışıyor…
Yasa koyuculardan, uygulayıcılarına, yerel yöneticilerden yatırımcılara kadar herkesim biraz daha hassas olsa, bugün bu sorunları konuşmayız bile…
Ama bu düzen böyle giderse daha çok davalar, eylemler, karşı çıkışlar olur. Daha çok konu medyanın gündemine taşınır…
Ve olan ne yazık ki çevre ve tarihi mirasımıza olur…
Sonra çok ‘Ah’ çekeriz ama giden geri gelmez…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.