
Songül Başkaya
Biz Anadolu’yuz…
“Yerel, taşra, kaç kişi takip ediyor” diye küçümsenmeye çalışılan Anadolu basınının emekçileriyle, kendisini yüceltmek adına ‘ulusal’ dedirtmeye çalışan yaygın basında yıllarca çalışmış, birçok televizyonun kuruluşunda bulunmuş ama artık belli yapılara karşı umudunu yitirerek, sisteme karşı mücadelede gelecek gördüğü Anadolu basınını seçmiş Gülgün Feyman’la VTV’de İşin Aslı programında zevkli bir söyleşi gerçekleştirdik…
Atatürk’ün “Fazilet adaları” dediği Anadolu basınından övgüyle söz eden Feyman, hepimizi yüreklendirdi. Ekranlardan, gücümüze güç katan söylemlerde bulundu, “Anadolu basınından korkun” dedi…
Evet, çok haklı Feyman. Sırça köşklerde yaşayan, yatları, yalıları olan, son model araçları ve şoförleriyle seyahat eden, milyon dolarlık servetleri olan yaygın medya mensupları fark etmese de biz, gücünü halktan alan Anadolu basınıyız…
Biz, kent dinamikleriyle, halkla kenti ve ülkesi adına mücadele eden, korkmayan, yılmayan, tüm olanaksızlıklara rağmen mücadele etmeye de kararlı olan basın emekçileriyiz…
Paramız, teknolojimiz, insan kaynağımız yaygın medyayla yarışamaz ama bizdeki özveri ve cesaret hepsine bedeldir…
Evet, fazla mütevazi olamayacağız. Çünkü önümüzdeki süreçte yaygın medyanın üstlendiği rol gereği, sisteme kafa tutamayacağı açık…
Kurtuluş tıpkı Cumhuriyet’in kuruluşunda olduğu gibi Anadolu basınında…
Milli mücadelenin ateşini fitilleyen Atatürk’le Anadolu’da uyanışı ve örgütlenmeyi sağlayan Anadolu basını, bugün de Cumhuriyet’e ve kazanımlarına sahip çıkmak adına üzerine düşen görevin bilincindedir…
Kent ve ülke menfaatlerini korumak adına her türlü fedakarlığı yapacak olan yine bizleriz. Çünkü bizim iktidarla ticari ilişkilerimiz yok…
Bu yüzden kentin ve ülkenin geleceğini düşünen herkesin Anadolu basınına sahip çıkması gerekiyor…
Kimseden karşılıksız destek beklemiyoruz. Tek isteğimiz daha çok kitleye ulaşmak…
Yıllardır bize destek veren kişi, kurum ve kuruluşlara, derneklere, meslek odalarına, sendikalara iş adamlarına söyleyecek sözümüz yok. Onlara yürekten teşekkür ediyoruz…
Ancak Antalya’da rantiyerlere karşı kent dinamikleriyle mücadele eden, Cumhuriyet ve kazanımlarının korunması adına çaba sarf eden basına destek olmak tüm yerel yöneticilerin ve iş adamlarının sorumluluğudur…
Tabii yıpranma hakkımızı bile geri alıp, sonra lütfedenlere karşı tüm basın emekçilerinin haklarını korumak, Anadolu basınının sorunlarına çözüm aramak ve bulmak başta gazeteci örgütlerinin görevi…
Unutmayın, biz “Fazilet adalarıyız”…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.