
İbrahim Akkaya
Kepez çantada keklik mi ?
Yerlinin de yabancının da gözdesi Antalya..
Her yaştan insanın hayalini süsleyen bir kent..
Hızla büyüyor, nüfusu da, sorunları da hızlı bir biçimde artıyor..
Antalya için pek çok benzetme ve yakıştırma yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor.
Kimileri ‘dünya kenti’ diyor..
Kimilerine göre Avrupa Birliği’ne çoktan girdi..
Kimileri “birleşmiş milletler gibi’ diyor..
‘Turizmin başkenti’ benzetmesi daha fazla benimsendi diğerlerine göre..
Turizm ve iklim avantajları Antalya’ya 70’li yıllardan itibaren hızlı bir iç göç hareketinin başlamasına neden oldu.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden gelip Antalya’ya rekor sayıda kişi yerleşti..
İş ve aş umuduyla geldi insanlar Antalya’ya..
Elbette terör ve töre de etkili oldu iç göçün yaşanması.
İç göçle birlikte gecekondulaşma süreci de başlamış oldu.
Başta Kepez olmak üzere Antalya’nın çeşitli bölgelerinde hızla gecekondu yapılmaya başlandı.
Vakıflar ve hazineye ait arazilerin üzerinde bir gecede birkaç gecekondunun yapıldığı günler oldu.
İmece yöntemiyle kısa sürede rekor sayıda gecekondu yapıldı..
Gecekondulaşma öylesine arttı ki ‘gecekondu ağaları’ bile ortaya çıktı..
İnsanlar işi öylesine abarttılar ki kimilerinin birkaç değil, 20-30 gecekondusu oldu.
Gecekondular yıkılmasın diye insanlar yerleştirildi.
Kira almak bir yana her türlü gereksinimleri karşılandı.
Bugün dev blokların ve ticarethanelerin yükseldiği alanların büyük bölümü yasa dışı yapılaşmadan kaçırılamayan alanlar..
Antalya’da yüzlerce ‘gecekondu zengini’ var.
Şahıs arazileri de işgal edildi bu arada..
Tapulu arazilerine gecekondu yapanlar mücadele etmek zorunda kaldı kimi vatandaşlar..
Gecekondulaşma olgusu yüzünden Kepez, bağlı olarak da Antalya sancılı büyüdü..
İç göçle gelenler bir yandan kendi kültürlerini devam ve kabul ettirme çabasını sürdürürken, diğer yandan siyasi otoriteye, yerel yönetimle ve yerleşik halka karşı da tepki blokları oluşturmaya başladılar.
Gecekondularını kaybetme kaygısıyla hizmetlere bile engel koydular.
Yolu, suyu, elektriği olmayan derme çatma yapılarda direnç gösterdiler kamu hizmetlerini getirmeye çalışanlara..
Belediye başkanlarını ölümle tehdit ettiler..
İş makinelarına zarar verdiler..
7’den 77’ye gecekondu yıkımlarına karşı direndiler..
Kimi zaman üzücü olaylar yaşandı, kan döküldü..
İmar planında yol, okul, hastane gibi kamu tesislerinin bulunduğu alanlarda yapılan gecekonduların yıkılmasında yaşanan olaylar Türkiye gündemine oturdu.
Gazetelerde ve televizyonlarda yıkım ve direniş haberleri öne çıktı..
Yabancı medya bile hem gecekondu olgusunu araştırmak, hem de yıkım ve direniş olaylarını görüntülemek için Antalya’ya ilgi gösterdi..
Gecekondulaşmanın öteki yüzü ise daha düşündürücü..
İşsizlik ve yoksulluk yüzünden bavulunu kapıp Antalya’ya gelenlerin büyük bölümü hayal kırıklığı yaşadı..
Çaresizlik suça yönetti insanları..
Kepez’in kimi mahalle ve sokaklarına çok değil bir iki yıl öncesine kadar polis bile girmekte zorlanıyordu.
Siyasi otoriteye tepkiyi artıran kimi guruplar kendilerince kurtarılmış bölgeler yarattılar..
Elbette suç sadece Kepez’de yaşayan insanların değildi..
Oy derdine düşen siyasiler her seçim öncesinde tapu sözü verdiler insanlara.
Vakıf, hazine ve şahıs arazileri ayrımı yapmaksızın bol keseden vaatte bulundular.
Kepez’de durum şimdi de pek farklı değil..
Yerel seçimler yaklaşırken Kepez sancılı..
Vatandaş onca soruna bir de 2B eklenince patlama noktasına geldi..
O nedenle Kepez’in oyları hiçbir parti ve aday için çantada keklik değil..
Kepez’in sorunlarına kim akılcı ve gerçekçi çözüm sunarsa, kim inandırıcı olursa Kepez’in oyunu alır..
Kepez’in oyunu alan da yolu çoktan yarılamış olur..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.