
Aysel Bereke
“Biri yer, biri bakar” ekonomisi!
Ülkede zenginle fakir arasındaki makas gitgide açılırken; “Yoksulluğun dibine vuranlarla”, “zenginliğin zirvesine çıkanlar” adaletsiz ve çarpık ekonomik düzenin temsilcileri gibi, dünyanın da gözüne batıyorlar artık!
Öyle ki; İsviçreli banka UBS tarafından satın alınan Credit Suisse’in geçenlerde açıkladığı küresel servet raporuna giren Türkiye ile ilgili veriler eğer doğruysa; adaletsiz ekonomide, ipin ucunun kaçtığını gösteriyor!
Rapordaki iddialara göre; Türkiye’deki en zengin yüzde 5’in serveti, kalan yüzde 95’in toplamından fazlaymış! Nüfusun en yoksul yüzde 30’luk kesimininse, servetten aldığı pay filan olmadığı gibi, eksi durumdaymışlar!
Ülkemizde “Derin Yoksulluk Ağının” araştırmaları da; çoğu yoksul, aç ve evsiz insanların varlığını anlatıyordu ortaya çıkardıkları verilerle.
İşsizlik, yoksulluk, açlık, artan hayat pahalılığı, üst üste gelen zamlar ve şimdi de depremle birlikte artan sayıda evsizlik problemleriyle baş başa insanlarımız. Beslenme, barınma, ısınma ve insanca yaşama haklarını kaybetmiş, umutlarını yitirmiş milyonlarca insanımıza, umut olacak hiç bir gelişme de yok kısa vadede. Uzun vadeli çözümlere de, onların dayanacak gücü yok! Günü kurtarmaya çalışan, günlük yaşayan insanlar pek çoğu. O yüzden de sorunlarının ivedilikle çözülmesi gerek!
Sizin anlayacağınız, “biri yer, biri bakar” ekonomisinde, “gemisini kurtaran kaptan” anlayışı hakim. Sanki “dibine vurmuş yoksulluğu” hiç kimse umursamıyor gibi! Üstelik önümüz kış ve insanlar yazın yaşadıkları sefaletin daha ağırını kışın yaşayacaklar! Hele de depremzedeler!
Herkese tasarruf tavsiyesinde bulunan tuzu kuruların, dönüp kendi saltanatlı yaşamlarına bakmalarını ve birazcık utanmalarını bekliyor insan! Birileri, hak etmedikleri çifte maaşları, kendilerine altın tepside sunulan servetleri alıp, mirasyediler gibi, saçıp savururken, açlık, yoksulluk ve sefalete ittikleri insanlara, yardım edecekleri yerde, abuk sabuk tavsiyelerde bulununca, isyan ediyorsunuz haliyle! İnsaf yahu! Biraz vicdan sahibi olun. Empati kurun! Yoksul, neyin tasarrufunu yapacak? Sözüm; vicdandan yana fakir olan zenginlere! Ve tabii elini taşın altına koymayanlara! Ne oldu bizim toplumsal dayanışma anlayışımıza?
“ Kimine çok çok, kimine hiç yok!” Anlayışıyla nereye kadar?
“ Fakirlik elini cebine attığında boş olması değil; elini çıkardığında tutacak birinin olmamasıdır.” Diyor Gabriel Garcia Marquez. Katılıyorum ona…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.