
Songül Başkaya
Bir HES daha…
Yayınlanma:
Ard arda açılan hidroelektrik santralleri (HES), Antalya’da doğal yaşamı olumsuz etkilemeye başlayınca köylü kazan kaldırdı. Köylüye çevre örgütleri ve meslek odaları da destek verdi…
Su yönetiminin öneminin her geçen gün arttığı bir ortamda ‘elektrik arzı’nın düşüklüğü, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi ve hava kirliliği bahane edilerek, her dereye HES projesinin önü açılmaya çalışıldı.
Devlet, bizzat yatırımcıların savunuculuğunu yaparak, HES karşıtlarını ikna etmeye çalıştı…
Ama yapım aşamasından itibaren doğal yaşama büyük tahribatlar veren projelere karşı direniş sürdü. Hatta yargı yoluna gidildi. Ama hukuk tanımayan yatırımcılar tahribatlarına devam etti…
Daha geçen ay Kazım Özalp Caddesi’nde HES protestosu yapan platform üyeleri ve vatandaşlar, Akseki'nin Gümüşdamla Köyü, Manavgat'ın Gençler Köyü, Gazipaşa'nın Çığlık Köyü ve Gündoğmuş'un Köprülü ile Kayabükü Köyü'nde yapılacak HES için şirketlerin ruhsat almamasına rağmen inşaat çalışmalarına başladığını iddia etti…
Ancak HES yatırımları tam gaz sürüyor…
Geçtiğimiz hafta Antalya İl Genel Meclisi’nde bir HES için daha onay çıktı…
Akseki’nin Çınardibi Köyü’ne HES yapılması için CHP’nin ret verdiği plan tadilatına, AKP ve MHP evet dedi…
Oyçokluğuyla geçen plan tadilatı veto edilmez ve yürürlüğe girerse bir HES daha yapılacak…
Keşke HES’ler bir ulusal enerji politikası olarak hayata geçse, planlama aşamasından üretime geçişe ve sonrasına kadar prosedürler ve mevzuatlar tam anlamıyla işletilse de kimse HES karşıtı olmasa…
Ama ne mümkün…
Tüm mevzuatları eksiksiz yerine getiren yatırım sayısı inanın bir avuçtur…
Enerjide dışa bağımlılığı kim ister ki…
Ama meslek odalarının da işaret ettiği ‘kamu denetiminin olmayışı’ her şeyi değiştiriyor…
Derelere can suyu bile bırakılmayınca güzelim flora ve fauna bozuluyor…
Tarım yara alıyor…
Tamam, doğalgaz kullanımını azaltmak için su başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekiyor…
Ancak HES yatırımları öncesinde ekonomik ve çevresel etkiler de göz önünde bulundurulmalı. Birbirinin fotokopisi gibi düşünülen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporları olmamalı…
Kamu yararı, çevresel etkileri önemli…
Sadece küresel kapitalizmin ticari kaygılarıyla planlama olmaz…
Bu doğa cinayetidir…
Kim ne derse desin sürecin içinde olan biri olarak HES’lerin bu koşullarda yarar getireceğine inanmıyorum…
Planlama aşamasında bile plan tadilatı meclis üyelerinin önergeleriyle gündeme geliyor ve Antalya İl Özel İdaresi’nin ilgili birimleri bu konuda gereken araştırmayı ve incelemeyi yapıp Meclis’e sunmuyorsa, baştan yanlış başlıyor süreç…
Sonra geçen ay yapılan eylem…
Ruhsatsız yatırımların inşaat için çalışmalara başladığı söyleniyor…
Hal böyle olunca vatandaşın ‘Amaç elektrik üretmek değil, suya sahip olmak’ söylemleri de doğrulanıyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.