
İbrahim Akkaya
Bu oyunu kaçırmayın !
Biraz gecikmeli de olsa Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu(ABT)’nin ‘Heccav’ adlı oyununu izleme fırsatını buldum.
Öncelikle şunu vurgulamak isterim ki Heccav’ı izlemekte bu kadar geç kaldığım için kendime kızdım.
Özellikle de sevgili dostum, yol arkadaşım Müfit Kayacan’ın o muhteşem performansına bir kez daha tanıklık etmek ve oyunun bitiminde avuçlarım kızarana kadar alkışlamakta geciktiğim için kızdım kendime.
Arkadaşlar alınmasın ama dar ve oyuncu kadrosunun önemli bir bölümü amatör olmasına rağmen Antalya Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu’nun oyunları Antalya Devlet Tiyatrosu’nu gölgede bırakıyor.
Elbette bunda suç Devlet Tiyatrosu’nun yönetiminde ve oyuncularında değil.
Sanatçıların ve yönetimin tamamı önemli sanatçılar ama ülkemizdeki malum anlayış ve iktidarın sanata ve sanatçıya bakış açısı nedeniyle oyun seçiminde büyük sıkıntı yaşadıklarını biliyoruz.
Devlet Tiyatrosu yönetiminin ve oyuncularının da sahneye konulan oyunlardan hoşnut olmadıkları ve içlerine sinmeyerek sergiledikleri de bilinen bir gerçek.
Gelelim Heccav’a..
Hecca ‘Hicivci’ anlamında kullanılıyor.
Oyunun kahramanı olan Şair Eşref’te Osmanlı döneminde ‘Kızıl hükümdar’ olarak bilinen
Abdülhamit’e yönelik taşlamaları nedeniyle çile çeken, Osmanlı’nın o meşhur zindanlarında ömür tüketen bir aydın.
Oyunla 100 yıllık bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
Yönetimin sanata ve sanatçıya bakış açısını zaman zaman gülerek, zaman zaman da derin düşüncelere dalarak izliyorsunuz.
Heccav’da hem hakimi, hem de Abdülhamit’i canlandıran Müfit Kayacan resmen döktürüyor.
Semih Çelenk’in yazıp yönettiği oyunda Hiciv şiirinin usta isimlerinden Şair Eşref’in hayatı konu ediliyor.
1902 yılında Eşref ve yakın arkadaşları Tevfik Nevzat ve Hafız İsmail ile kurdukları iddia edilen fesat şebekesi şüphesiyle tutuklanmaları ve yargılanmaları trajikomik konularla fantastik bir yolculuğa çıkılıyor Heccav’da.
Günümüzün sıcak gündemine yapılan göndermeler ise izleyiciyi adeta büyülüyor.
Güldürürken düşünme bu olsa gerek.
Öle ilginç olaylar başına geliyor ki şair Eşref’in, aradan 100 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen günümüzden hiç farkı yok..
Olaylar öylesine ilginç bir şekilde gerçekleşiyor, sorgulama ve yargılama öylesine çarpıcı bir hale geliyor ki en baskıcı, sansürcü Osmanlı padişahı olarak bilinen Abdülhamit’in dönemini aratan bir hukuk düzenini aratıyor.
Müfit Kayacan ve arkadaşlarını anlatmak güç.
Bu nedenle Heccav’ı kaçırmak büyük kayıp olur.
Sahnede şunu gördüm ki Müfit Kayacan, tiyatrodan koparıldığı yılların acısını çıkarıyor..
Çıkarırken de tiyatro sanatının tüm inceliklerini seyirciye sunuyor.
Heccav’da Şair Eşref’i oynayan Murat Mercanlı’da çok başarılı..
Sevgili gazeteci büyüğüm Güngör Türkeli’nin oğlu Talat Turhan Türkeli tıpkı Müfit Kayacan ve Murat Mercanlı gibi kendini aşmış, tiyatroyu iyice özümsemiş, her geçen gün kendini geliştiren bir sanatçı olmuş..
Heccav’ı Semih Çelenk yazıp yönetiyor.
Dekor ve kostümler Gizem Karasu’nun, müzikleri her zaman olduğu gibi İhsan Kılıvuz, ışık tasarımını da Özgür Dokuyucu yapmış..
Müfit Kayacan önce de yazdığım gibi Abdülhamit ve hakimi, Murat Mercanlı Şair Eşref’i, Talat Turhan Türkeli, savcı, yeni savcı ve Napolyon’u, Erdal Gürcan, Mıgırdıç, Sorgusu, Kesikparmak ve zaptiyeyi, Hüseyin Yirik, Sait ve Osmik’i, Mete Orhan, Mustafa, gardiyan ve hastabakıcıyı, Mustafa Doğan Ayhan sorgucu, zaptiye, Taki ve Hitler’i, Recep Kamiloğlu, hafız, garson,Ali ve hastabakıcıyı, Seyfi Batmaz, gardiyan ve alo alo’yu canlandırıyor. Sencan Köymen ise şarkılarını söylüyor oyunu..
Bir kez daha yazıyorum..
Bu oyunu kaçırmayın çok ama çok üzülürsünüz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.