Gençliğimde çokça mobet kullanmışlığım vardır. E tabi el salma atraksiyonları filan da barındırdı içinde bu süreç.
1999 yılının haziran ayında Özüm ile birlikte Serik’te mobet kazası yaptık. Sağ topuğumu kırdığım kaza anında kucağımdan düşüp arkamda kalan Özüm’e bakış anı, hayatımın en zor anıdır. Canının parçasını nasıl göreceğini bilememek…
Şimdilerde binmiyorum. Kimbilir eski koşullar olsa binebilirim yine hani ehliyet filan istenmese.
Kent merkezinde kaldırımda yürürken de, aracımla seyir halindeyken de motorculara takmış durumdayım. Elektrikli bisikletlerin sivrisinek gibi aniden çıkıvermesi var ya, bunlardan daha iyi.
Motorcu tayfasına kızmamın nedeni ne?
Profesyonel motorcular baştacım bunu belirtip devam edelim.
Trafiği hoyrat kullanabilmeleri değil. Zırt pırt “Biiiippppp” diye korna çalmaları.
Son örneğini bugün yaşadım. 3 şerit yolda sadece bir mobet geliyor. Arabamla park ettiğim sağ şeritten usulca çıkıyorum. Arkamdan “biiippppp” yetmedi. El kol hareketi, yetmedi sataşma. “Nereye çıkıyonnnn.”
Karşılığında “Ananı karşılayacağım” diyemedik tabii.
Kaldırımda yürürken de oluyor, hem motorla yayalara ayrılan kaldırımda gidiyor hem de “bip bip”leyerek yol açılsın istiyor.
Klasik yaklaşım. “Ben Avrupa’dayken…”
Almanya Nürnberg’de yaptığımız ziyarette yaya geçitlerinin iki yanında bisiklet şeritleri görmüştük.
Yaya o alana girerse bir bisikletli zili ile uyarıyordu. Evet çünkü orda insanlar gariban olduğundan bisiklete binme oranı fazlaydı. Zaten sevgilisine kırmızı gül değil, kır çiçeklerinden yapılmış buketler götürüyorlardı.
Hatta bunlar bakamayacakları için göçmen bile alamadılar bizim gibi. Garibanlık zor yani.
Neyse; mevzuya dönelim.
Ben trafikte kendilerinin araç yerine koyulduğunu biliyorum. Alan olarak binek araba kadar yer hakkı varmış.
Eyvallah.
Ama kardeşim 3 şerit yola usulca, en sağ şeride çıkan arabaya da “bip”lemeyin yav.
Kaldırımda yürüyen yayayı “bip”leyerek psikolojik baskı uygulamayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.