Songül Başkaya

Songül Başkaya

‘Baskın, baskı’

Kolluk kuvvetlerine olan saygımı pekçok polis, subay arkadaşım yakından bilir. Bu nedenle çoğu zaman yaşananları büyütmeden, olumlu bakış açısıyla çözmek için çaba sarf ederim. Ama son dönemde ve son günlerde inanılmaz şeylerle karşılaşıyorum ki artık bunları yazmasam mesleğime ihanet etmiş olurum…

14 Şubat Sevgililer Günü baskınıyla başlayalım…

Ağzına aylarca alkol almayan ama Sevgililer Günü dolayısıyla iki kadeh içen vatandaşa Konyaaltı varyantta yapılan trafik baskını. Pes artık…

Demre’de Jandarma Komutanlığı, aynı gün yol denetiminde çiçek ve hediye dağıtıyor, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün trafik ekipleri yemekten dönen vatandaşa alkol baskını yapıyor…

Lara’da lüks otellerin ve barların, restoranların olduğu mekanların yanında hiç göremediğimiz ekipler, Konyaaltı varyantta konuşlandırılıyor…

Üzüldüm doğrusu, ‘’Bunun adı baskı, baskın’’ diyen, yaşam şekline müdahale edildiğini ima eden vatandaşın halini görünce…

Ve polis memurların umursamaz tavırlarını…

Yazık…

Keşke Teomanpaşa Caddesi’nde park yasağı olan bölgede günlerce park yapan, Çallı’da Güvenlik Mahallesi’nde sokakları kapatan nakliye araçları, kamyonlar ve traktörler, 100. Yıl’da terör estiren ve sokak aralarında fuhuş pazarlığı yapan travestiler, apartman altlarındaki kumarhaneler konusunda da böyle zevkle görev yapsanız…

Yoksa 22.00-06.00 saatlerindeki alkol yasağı denetimi yetkisini genelgeyle alan memurlara, ‘’Vatandaşın canını okuyun. Alkolü yaşamlarından silin’’ talimatı mı geldi…

Öyle ya bir kere ehliyeti alınıp, yüklü ceza yiyen vatandaş bir daha alkolü ağzına almaz…

Dilerim ben ve toplum yanılıyordur ve bu sadece yanlış bir uygulamadan ibarettir…

Bu arada yanlış demişken Antalya’da mesleğe başladığımdan beri gördüğüm ve geçer diye düşündüğüm ama geçmediği gibi giderek büyüyen basın- emniyet ilişkilerine de değinmeden geçemeyeceğim…

Antalya Emniyet Müdürlüğü’ndeki değerli müdür, şube müdürü ve polis memurlarını bir kenara bırakıyorum. Hatta basın plakasını gördüğünde öfkelenen ve ceza makbuzuna yapışarak, tatmin olan memurlara da kızmıyorum aslında…

Kusura bakmayın ama burada hem Emniyet Müdürü’ne hem de Antalya’nın en büyük meslek örgütü Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’na kızıyorum. İkili ilişkilerinde yarattıkları samimiyetleri basın mensubu-polis arasında yaratmıyor, sorunları çözmek istemiyorlar…

Kimseden ayrıcalık beklemiyor, meslektaşlarım. Ben de özel bir muamele istemiyorum…

Ama insaf, ani gelişen bir haber için basın plakası taşıdığı aracını park yasağı olmayan bir bölgeye çeken ve dörtlülerini yakan bir basın mensubuna da sebebini yorumlayamadığım bir öfkeyle ceza yazıp bırakmanın, hiçbir şeyle izahı yok…

Ya da tıpkı geçen ay başıma geldiği gibi Muratpaşa Camii’ndeki bir yakınımın cenazesine katılmak için son dakikada yetişip çift sıra parkın hatalı olduğunu bile bile son görevimi yapmak adına aracımın dörtlülerini yakarak park edip, görevim sonrasında 10-15 dakika içinde geri döndüğümde polis memurunun gösterdiği nezaketsiz tavrın izahı yok…

Tamam yoğun bir baskı ortamındasınız, belki kavganın ortasında…

Ama vatandaşın ve basının suçu ne…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Songül Başkaya Arşivi

Plancia Magna ağlıyor!

17 Ağustos 2025 Pazar 19:10

Tutuklu başkanlar ve Muhittin Böcek…

03 Ağustos 2025 Pazar 17:49

Müze otelcilik meselesi…

16 Temmuz 2025 Çarşamba 16:34

Güle güle güzel insan; Gürkut Acar

14 Temmuz 2025 Pazartesi 17:26

Yerele ve Ankara’ya rağmen…

17 Haziran 2025 Salı 17:44

Konyaaltı ve 67 işçi meselesi…

26 Mayıs 2025 Pazartesi 19:43

Bayramımız ve yaşımız kutlu olsun

19 Mayıs 2025 Pazartesi 00:00

TÜKD kale gibi!

12 Mayıs 2025 Pazartesi 16:16

Tonguç Antalyalılara seslendi…

04 Mayıs 2025 Pazar 18:48

Konu Sadece Müze mi?

27 Nisan 2025 Pazar 16:39