Bakım verenlerin sesini duyun artık!

Bizim kültürümüzde, bakıma muhtaç duruma gelen, sakatlanan, yatalak hasta olan, demans ya da Alzheimer gibi bir hastalıktan mustarip olan aile bireylerine, genellikle yine aileden biri bakar. Aslında üstlenir bu bakımı. Ama araştırmalara göre çoğu kez bu bakımı üstlenenler, aile içindeki kadınlardan biridir. Ya hastanın eşidir, ya kızı ya da gelinidir. Ama genellikle erkek değildir. Hasta bakımında bile ne yazık ki, cinsiyet ayrımı vardır! Bakımı üstlenen kişinin yükünün ağırlığı hiç önemsenmez.

Kimse onun yaşadığı fiziksel ve psikolojik zorlukları, tükenmişliğini, toplumsal hayattan giderek kopuşunu, izole oluşunu görmez, ya da görmek istemez! Ona yardımcı olmak, destek olmak gibi kaygıları taşımaz. Ama çok kolay eleştirirler. Yaşadıkları sıkıntılar konusunda empati kurmaya yanaşmazlar! Eleştirmek en kolayıdır çünkü!

Bugün sesini duyuramayan onların, sesi olmak için yazdım bu yazıyı!

Duyun artık bu sesi! Duyması gerekenlerin başında devlet kurumları ve yerel yönetimler geliyor! Kişilerin bakım hizmetlerini ailelere yıkan bir yönetim anlayışında, ne tek başına bakımı üstlenmiş aile ferdi, ne de onun bakımına ihtiyaç duyan hasta mutlu olamaz! Maddi ve manevi yıpranmışlıktan insanları korumak devletin ve onun kurumlarının işi olmalıdır. Aile fertlerinin bakımını yapanlara destek olmak, onlara yol göstermek, nefes alacakları fırsatları ve zamanı vermek görevleri değil mi sizce de? Sosyal desteğin yokluğu, bakımı vereni, vermeyenlere oranla daha fazla strese sokarken, duygusal anlamda da yıpratmaktadır.

Bakım verenlerin daha sağlıklı ve dayanıklı olabilmesi için, yüklerini nasıl yönetebilecekleri konusunda destek verip, rehberlik yapacak profesyonelleri devreye sokmak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek yönetimlerin işidir. Merak ediyorum, hangi siyasi partiler bu konuda bir program yapmışlardır acaba? Giderek yaşlanan nüfusumuz için hangi koruyucu bakım önlemlerini almayı düşünüyorlar? Ve ne zaman sorunlarıyla baş başa bırakılmış bakım veren aile bireylerinin sesini duyacaklar? Onlarla empati kurup, çözüm üretecek olan siyasetçiler var mı gerçekten? Yoksa hala bu sorunlar, aile içinde çözülsün diye mi düşünüyorlar? Dilerim kısır tartışmaları bırakıp, sorunlara çözüm üretmeye başlarlar. Çünkü toplum, sesini duyan, çözüm odaklı siyasiler istiyor artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27