Artık dönüşü yok!

Ne kötü değil mi?

_ Çocukluğumuzun, o en masum dönemimizin dönüşü yok mesela.

_ Ergenlik döneminin, gençliğin, delikanlılığın dönüşü yok!

_ Hataların, yanlışların, bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz suçların, saptığımız yanlış yolların, kırdığımız kalplerin, yaktığımız canların, yaşadığımız pişmanlıkların da dönüşü yok artık!

“ Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.” Diyor Murathan Mungan. Dönüşü olmayan bir sevgi için…

Kimbilir ne çok yaşandı herbirimizin hayatında, dönüşü olmayan sevgiler, sevgililer. Hayat hep ileriye doğru akan bir yol olduğu için, zamanı geri alamıyoruz işte. İstesek bile dönüşü yok gidenlerin.

Ya sonsuza uğurladığımız, bir daha özlesek de kavuşamayacağımız, o en sevdiklerimiz, keşke yaşasaydı dediklerimiz; artık dönüşü olmayacak bir yolda olanlar, bizi kendi yolumuzda yapayalnız bırakanlar için ne demeli?

_ Keşke bir kez daha sarılabilseydim, keşke daha çok konuşabilseydim, keşke yeniden kokusunu alıp, sesini duyabilseydim, keşke omuzunda ağlayabilseydim diye umutsuzca özlediklerimizin de, artık dönüşü yok!

_ En sevdiklerimizle paylaştığımız mutlu anların, birlikte güldüğümüz zamanların, kutladığımız bayramların da dönüşü yok! Hepsi bir daha yaşanmayacak anılar olarak kalacak belleğimizde…

“ Bir noktadan sonra, geri dönüş yok! İşte tam o noktadayız. “ diyor ya Franz Kafka. Katılıyorum ona.

Zaman bir kum saati gibi akarken, durmadan yol alıyoruz hayatta. Sonra bir de bakıyoruz ki; yolda yalnızlaşmışız. Beraber yola çıktıklarımızla, ya yollarımız ayrılmış, ya da onların yolu bitmiş. Yolumuzun kesiştiği insanlarla, devam ediyoruz hayat yolculuğuna, ama dönüşü yok bu yolun ve yol bizi yalnızlaştırdıkça, bitsin istiyoruz. Eskiye umutsuzca özlem duyuyoruz. Oysa;

Nietzsche’ nin de dediği gibi:

“ Eskiye geri dönemeyiz, gemileri yaktık; yapılabilecek tek şey, sonuç ne olursa olsun cesur olmaktır.”

Biliyorum, insanı korkutuyor ama;

“ Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa!” Diyor Seneca. Sanırım biz de öyle yapmak zorundayız! Umarım yeni yıl iyi şeyler getirir hepimize. Mutlu yıllar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27