Antalya ne valiler ne müdürler gördü. Birbirinden değerli devlet insanları görev yaptı bu şehirde. Ancak ne hikmetse son dönemde bir el işini doğru yapan devlet insanlarını barındırmamak için çaba sarf ediyor. Zulme kadar varan uygulamalara şahit oluyoruz…

Bazen bir vali bazen bir kaymakam bazen bir müdür kimsenin değil devletin emrinde olmak suçu ve günahıyla yanıyor…

Zorla istifa ettirileni de var kızağa çekileni de…

Olmadı apar topar başka göreve verileni. En son nedendir bilinmez Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik, kısa sürede kendini sevdirmesine ve güzel işlere imza atmasına rağmen önce merkeze çekildi. Sonra Macaristan Ateşesi oldu…

Duygu yüklü bir uğurlama yapıldı. Her görüşten her makamdan insan Antalya Emniyet Müdürlüğü önünde buluştu. Antalya’nın sevilen iki emekli emniyet müdürü Ali Yılmaz ile Feyzullah Arslan da oradaydı…

Ve geçtiğimiz gün Ali Yılmaz, gazetemizde de yazdı…

‘’Siyaset- Yargı ve Emniyet üçgeni içerisine giren bir mafya yapılanması; otel ve kıymetli arazilere çökülmesi fırsatını yaratır. Bu nedenle Antalya Emniyeti’ne yapılan atamalarda çok titiz davranılır ve yanlışa mahal verilmemeye çalışılır.

Tabi ki bunun istisnaları da vardır. Ankara’ya etki eden siyaset ve etkin güçler bazen başarılı bir emniyet müdürünün kızağa çekilmesine vesile olduğu gibi bazen de yanlış atamalar ile kentin kaderi ile oynanır.’’

İşte kentimizin kaderi ile oynanıyor…

Kimse yanlış anlamasın. Gelecek Müdürümüz de çok kıymetlidir muhakkak ama çok sık ve kısa süreli görevlendirmelerden sağlıklı iş çıkmasını beklemek mümkün değil…

O vakit de turizmin amiral gemisinde işler karışır. Sağlık, eğitim derken emniyet… 

Bu ülke hepimizin, bu kent hepimizin. Bürokratlar da devletimizin. Müdür de bizim vali de…

Kimse kimsenin adamı değil. Onlar devlet yöneticisi…

Ama duyduğuma göre AKP’li bazı isimler diz çöktüremediklerine Ankara’dan ayar veriyor…

Yazık…

Keşke herkes işini yapsa…

Keşke herkesin işini yapmasına fırsat verilse…

Güle güle Orhan Çevik Müdürüm…

Yolun açık olsun…