Bir kulüp düşünün… Geçmişinde sayısız zafer, tribünlerinde tarifsiz sevinçler, gözlerinde umut olan binlerce taraftar… Son yıllarda ise saha içinde olduğu kadar saha dışında da büyük mücadeleler veren bir camia… İşte o kulübün adı Antalyaspor.

Bir süredir transfer tahtası kapalı olan Antalyaspor’da, yepyeni bir dönem resmen başladı. Kapanan tahta açıldı. Belki de çoğu kişi için yalnızca bir cümle, birkaç kelime… Ama aslında bir şehrin futbol tutkusunun yeniden yeşermesi demek bu. Yeni transferlerin önünü açacak bir anahtar, camiaya moral, tribünlere yeniden doluluk demek.

FIFA’da tam 16 dosya… Her biri kulübün geçmiş dönemlerinde atılan yanlış adımların, yönetimsel zafiyetlerin birer faturasıydı. Sinan Boztepe’nin istifası ve sonrasında Rıza Perçin’in başkanlık görevine gelmesiyle birlikte kulüpte yeni bir hava esti. Elbette tahtanın açılması sadece bir ödeme meselesi değildi. Aynı zamanda güven vermek, masaya oturmak, uzlaşmak ve inandırmak gerekiyordu.

Ve bunu başardılar.

Transfer tahtasının açılması, teknik heyetin ve yönetimin elini rahatlatır, evet. Ancak asıl mesele bundan sonra başlıyor. Çünkü artık “ne yapabiliriz?” yerine “ne yapacağız?” sorusunun cevabını verme zamanı. Altyapıya verilen önem, yapılacak transferlerin kalitesi ve en önemlisi, kulübün gelecekte yeniden benzer mali darboğazlara düşmemesi için atılacak yapısal adımlar belirleyici olacak.

Unutulmamalı ki bir transfer sezonu açılır, kapanır… Ama taraftar güvenini bir kez kaybederse, o kapıyı açmak her zaman bu kadar kolay olmayabilir.

Yeni başkan Rıza Perçin’in üstlendiği görev, yalnızca tahtayı açmakla sınırlı değil. Bu bir başlangıçtı. Şimdi hem sportif başarıyı getirecek planlamayı yapmak hem de ekonomik disiplini sağlayacak bir yönetim sergilemek zorunda. Çünkü Antalyaspor yalnızca bir futbol kulübü değil; bir şehri temsil ediyor. On binlerin ortak duygusu, ortak sevinci…

Transfer tahtası açıldı. Kulüp artık yeni oyuncularla kadrosunu güçlendirebilir. Taraftar ise yeniden hayal kurmaya başlayabilir. Ancak bu kez daha dikkatli, daha planlı, daha şeffaf bir yol haritası çizilmeli. Çünkü Antalyaspor sadece bugünü değil, yarınları da kazanmalı.

Unutmayalım; bu şehir kırmızı-beyazı çok seviyor. Ve her şeye rağmen yeniden başlamak, her zaman mümkündür…