Yakinen araştıramadığım için yurdumuzun diğer coğrafyalarını bilemem ama

Antalya' da büyük bir su vurgunu vardır.

Su vurgunu ne demektir, şimdi bunun bir açıklamasını yapalım da insanlarımızın ilgisini suya doğru yoğunlaştıralım .

Şöyle ki;

Bilindiği gibi insan bedeninin % 89'u sudur. Bu nedenle suyun ne denli önemli bir ihtiyaç maddesi olduğunu taktir edersiniz, değil mi....

Peki günümüzde insanımızın suya bakışı nasıldır, eskiden kırsalda, köylerimizde insanımız içme ve kullanma suyu ihtiyacını şırıl şırıl akan pınarlardan ve gürül gürül akan derelerden karşılardı. Köyleri boşalttık şehre geldik. Önce evlerimizdeki musluklardan su içmeye başladık. Zaman içinde bir takım firmalar türedi. Türeyen firmalar arıtma cihazı satmak için evlerimizdeki musluk sularını kötülediler. Bilinçsiz arıtma sistemleri kurarak sularımız saf su haline getirilince bu defa da çeşme sularını içmedik. Vahşi sermayenin yarattığı ve kurduğu yeni bir sistemle pet suları, damacana sularını içmeye organize edildik.

Nerede, nasıl ve hangi şartlarda kimler tarafından imal edilip bize sunulan suları tüketmeye başladık

ÇOK ÖNEMLİ : Özellikle damacana + pet şişelerde pazarlanan sular genellikle batıdan İzmir ve Aydın yörelerinden kamyonlarla şehrimize getirilmektedir. 

Bu sular, 1593 sayılı U.H.K. ve içme suları koruma ve kontrol yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince nakliye işlemleri güneş görmeden yapılması gerekir.

Yaptığımız araştırmalara göre söz konusu sular 7-8 saat oyunca güneşin altında taşınarak, aynı şekilde şehrimizde satış noktalarında güneşin altında istif edilerek sular "Ö L Ü " su haline getirilmekte, sağlığımız için olumsuzlaştırılmaktadır.

DİĞER TARAFTAN EKONOMİK YÖNÜYLE: Bir insan günde 2 litre, yaz aylarında 2.5

litre su içmesi gerekir. Şu anda 1 litre şişe suyu ortalama 8-10 TL. (Fiyatları denetleyen, kazık atan sektöre "D U R " diyen yok.) 4 kişilik bir ailenin günlük su ihtiyacı dikkate alındığında, bilhassa yaz aylarında, bu günün fiyatıyla günlük 100 TL’lik su tüketir. Aynı ailenin bir aylık su masraf 3000 TL’dir. Yukarıdaki bilgiler ışığında duruma bakıldığında hem su fiyatları bakımından hem de güneş altında "ÖLDÜRÜLEN" suyun genel haline bakıldığında Antalya'da ciddi manada " BİR SU VURGUNUNDAN' söz edilmesi yanlış olmayacaktır.

Esasen şehrimize getirilen damacana ve şişe suları aynı kanun hükmüne göre 3. Sınıf GSM de depo ruhsatı alıp suların, güneş görmeyen depolarda muhafaza edilmesi gerekir. Fert ve toplum sağlığının korunması bakımından yetkili kurumlarımız bu tehlikeli gidişata engel olmalıdır. Aksi taktirde bu çifte su vurgununu engellemeyen yetkililer de kanun suçu işlemiş sayılır. Söylemesi bende..