
Murat Yıldırım
AB kararıyla köleleştirilmek istenen Türkiye
(İklim Kanunu ülkemizin milletimizin sonu demektir)
Tarım ve hayvancılığımız üzerindeki kara bulutlar yetmiyormuş gibi son zamanlarda ne idiği belli olmayan iklim kanunu Avrupa birliği tarafından hazırlanarak Türkiye'ye dayatılmıştır. TBMM’ye getirilerek tartışmaya açılan kanunun ilk dört maddesi meclis kararından geçirilmiş; yoğun karşı duruş ve tartışmalar sonucu şimdilik geri çekilmiştir.
Tarımsal, bitkisel, hayvansal ve sanayi ürün üretenler (hayvanların nefesinden çıkan gazlar vb.) havaya zarar veriyor, ozon tabakasının incelmesine sebep oluyor. Bu nedenle bu ürünleri üretenler ve ithal edenler hakkında ağır ceza ve yaptırımlar uygulanacaktır şeklinde akıl almaz kararlarla karşı karşıyayız.
Bizim ahırdaki ineklerin gazıyla havanın kirlenerek havanın kirletilmiş olacağını aynı ineklerin nefesiyle ozon tabakasının incelip delinmesine sebep olacağını bu sebeple inek beslemememizi, çiftçilik yapmamamızı arpa buğday ekerek ekmek evimize ekmek götürmememizi dayatan, toprak tarımız ve hayvancılık tarımızı, sanayi faaliyetlerimizi denetleyecekler, karara uymayan devletler ağır cezalarla yüzleşecektir. Çıkardığı gazla havayı kirletir diyerek tarımı ve hayvancılığı yasaklayanlar, Libya'da, Gazze'de, Suriye ve Irak'ta Afganistan'da savaşlar çıkartarak saniyede milyarlarca kanserojen savaş gazı yayarak dünyayı boğanlar, ( Co-Co2-S-So2-HSOs, - H2S04-N-NO--No2-Nx-Pb-Hg-CN-As-HCI- yayarak öncelikle İslam ülkelerini zehre boğan yakın ve uzak doğuyu kanser tarlası haline getirenler, havayı ve suyu en çok kirleten ve Kiyoto Sözleşmesi’ni bile imzalamayan ABD ve Çin gibi ülkeler ,dünya tüm soysuzluğu ile büyük Türk Milletinin de üzerine çullanmaktadır.) Yasanın kabul edilmesi halinde çiftçimiz köylümüz küresel şirketlerin kontrolüne giriyor. Her alanda bizi sık boğaz eden küresel sermaye sahipleri dünya gıda örgütü, dünya ticaret örgütü ve dünya ekonomik formu biz dahil, birçok ülke emperyalist ülkelerin denetimi altına girecektir. Evimizin bahçesinde yetiştireceğimiz sebze ve meyvelerle ilgili kararı bile onlar karar verecekler. ABD ve Çin gibi ülkeler tarım ve hayvancılığını sanayisine zarar verir diye anlaşmadan çekilmiştir. 2027’ye kadar valiliklerce yerel iklim eylem planları hazırlanarak devreye sokulacaktır. Türkiye'de yaşayan her kes iklim değişikliği ile ilgi tüm girişimleri desteklemek zorundadır
Bu kanun emperyalist ülkelere Pazar yaratmayı amaçlamaktadır. Bizim üretimlerimizi yasaklayarak bizi kendilerine muhtaç etmek için bu kanunu dayatmaktadırlar. Bu yasa iklimle, tabiatla ilgisi yoktur. TBMM’de bizi temsil eden dürüst vekillerimizin, gerekli hallerde adalet ve yargı sistemimizde kıymetli hukuk inanlarımızın, hâkim ve savcılarımızın olduğunu biliyoruz. Bu yasa tekrar TBMM’ye geldiğinde ülkemizin geleceği için reddedileceğine inanıyoruz. İnsanlar da gaz çıkarıyor. Defi hacetiyle havayı kirletiyor. Bu konuyu İklim Kanunu’nun neresine yerleştireceksiniz, yemeyelim, içmeyelim mi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.