Bir gün Adliye Sarayındaki Avukat Bekleme Salonunda “İKRAR” kitabını gördüm. Baktım, tanımadığım bir yazar: Berkin CİVELEK ... Bir Avukat Şair… Neyi ikrar etmiş diye aldım, kitabı baştan sona okudum.
Kitapta, bizim kuşağımızın yansımalarını buldum.
Aydınların, emekten yana olanların, yayılmacı kapitalizme karşı olanların, Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlı olanların üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül 1980 darbesinin acılarını anlatan şiiri beni eski hüzünlü günlere götürdü:
SIZI
Uzun yıllar sonra serildi önümüze
Babalarımızın düşlerini taşıyan mahpushane kaldırımları
Çalmak isterken, büyüdüğümüz anıların tadını
Kollarımızı bağladı, babalarımızın mahzun telaşları
Güneş doğmayınca Eylül fırtınasının ardından
İsyanı ve kavgayı toparladılar, mahpushane kaldırımlarından
Sinsi bir gardiyanın öksürmesi, titretirken beyin hücrelerini
Geceler boyu gözlerine dolan çığlıklar
Elleriyle temizledikleri anılara koşar oldu
Ne zaman mahpushane kaldırımlarına uğrasalar
Büyüdüğümüz anılara acı bir öpücük kondururlar
Yazmak zor zanaat, şiir yazmak ise daha zor. Ölümsüz olmanın ilacı şiirdir.
Herkes gider şiir kalır.Yüz yıllarca yaşar şairin adı
Şiirdir yaşamın , direnmenin bir başka adı…
Kadını erkekten ayırmaya, haremlik/selamlık dönemini getirmeye çalışan bir iktidara karşı şair kadına şöyle diyor:
“Protest kadın seni
Ne sen sıradansın, ne gözlerin
Ürkekliğin en büyük asaletin
Görüyorum,
Hırçın ruhunu öpüyor
Protest gizemin…” diyor.
DİREN şiirinde de; “ Ey halk/İki ağaçtan mı ibarettir memleket/Memleket sevdası mıdır iki ağaç için yürümek/ Belki de/ Karış karış vatan toprağına minnettendir/Bu/Çapulcu nöbet/Zapt edilen yüzde ellinin sessizliğini def’et/ İn meydanlara dostum/ Hukuksuzluğun portresini/ Gezi parkından seyret/ Gazi evladısın sen/ Korkma korkma/Gümbür gümbür/ İsyanını dinlet…”
“İkrar”ı okuyun pişman olmayacaksınız:
“SUÇ
Suçun unsurları gibidir sevdanın gerekçesi
Tekerrüre esas oluştururken sevgilinin haksız tahriki
Yardım edendir o gecenin rengi
Kast ile hüküm giyerken ikrarı haykıran masum yürek,
İştirak aşamasındadır sevgilinin yalancı ifadesi
Hükmün gerekçesi; sevdanın haksız tahriki”…
Biliyorsunuz en yukarıdaki “sanatta yeteri kadar başarılı olamadık” diyor ya… Gerçekten olamazlar da… Çünkü gerçek sanat muhaliftir, bağımsızdır, asidir…Hak ve Halk adına, sevgi, emek ve barış adına söyler söyleyeceklerini.
Yeni şairler geliyor, yeni şiirler geliyor, acılardan damıtarak şiirlerini, öykülerini, romanlarını, araştırmalarını gözyaşlarına karıştırarak bütün insanlığın ortak malı olan uygarlığın temeline koyuyorlar.
“Uygarlığın piramidi, ne yalnız bir ülkenin, ne yalnız bir kavmin, hatta ne de yalnız bir çağın eseridir. Her aşaması taş taş üstüne konularak ve bütün insanoğullarının, kanı, canı ve alın teri ile yükselen bu piramidin tarihi, insan denilen soy yaratığın, çağlar içindeki sonu gelmez mücadele ve katkılarının, bir hikâyesi gibidir.”(*)
Çok yaşa genç meslektaşım Berkin CİVELEK, senin de uygarlık piramidinin temelinde, insanlığın ortak birikiminde, bu kitapla bir taşın var artık…
(*)Suyu Arayan Adam
Şevket Süreyya Aydemir
Remzi Kitabevi Sa:241
26. Basım,Haziran 2013