Yazmayı planladığım yeni kitabın adıdır bu: “Gece Sizden Gizlenenler”…

         Hiç düşündünüz mü Türkiye Büyük Millet Meclisi yıllardan beri, neden hep geceleri çalışır?

         Neden sabah başlayıp gece saat örneğin 22’de bitirilmez bu çalışmalar?

         Bildiğiniz gibi daha önceleri Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin çalışmalarının tamamı Televizyonda canlı yayın olarak veriliyordu. Sonradan AKP iktidarı; “Gösteri yapılıyor” gerekçesiyle saat:19.00’dan itibaren TV yayınlarını kesti.

         Ne kadar halkın canına okuyacak, utanacakları, Türkiye’nin başına dert açacak kanunlar varsa onları gece yarılarında halkın uyuduğu saatlerde kabul ettiler.

         Örneğin Kamu İhale Kanunu bu şekilde bir değil, beş değil 155 defa değiştirildi. Her defasında bir yandaş kurtarıldı. Ya da daha önce rüşvet verdiği, yolsuzluk yaptığı için kırmızı listeye alınmış; artık kamu ihalesi alması mümkün olmayan kişi ve kuruluşların yeniden kamu ihalelerine katılma olanağı sağlandı.

         Oysa,

         “Demokrasi açıklık rejimidir.

         Özgür medya, özgür üniversite, özgür basın ister.

         Bağımsız yargı, iyi yetişmiş yargıç, güçlü savunma ister.

         Hoşgörü, kadın erkek eşitliği, başkasına saygı ister.

         Türkiye’de bunların hiçbirisi yok.

         Yeni Anayasanın gizli gündemi “Başkanlık Sistemi”dir.

         Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tartışmaları halk duymasın diye TRT3 yayını kısıtlanmıştır.

         İktidarı yıpratacak konular yayın süresinin sonu olan saat:19.00’dan sonraya, gensoru önergeleri, yayın yapılmayan Cuma günlerine alınmıştır.

         İnternet süzgeçlenmiş, sansürlenmiş, kibarcası filtrelenmiştir.

         İktidar gizli-kapaklı işlerle halkın gözünü boyayarak; emperyalizmin istemlerini tek, tek yerine getirmektedir.

         Şimdi de halktan gizli bir gündemi var.

         “Böyle şey olur mu?” demeyin.

         Daha önce olmuştu, yine olur.

         Daha önce halktan gizli ne olmuştu?

         GİZLİ ANLAŞMA: (DUBAİ ANLAŞMASI):

         Abdullah Gül, 2 isan 2003 günü buluştuğu ABD Dışişleri Bakanı Powell ile “2 sayfa, 9 maddelik gizli anlaşma yaptığını” Vatan gazetesi yazarı Sedat Sertoğlu’na kendi ağzıyla itiraf etti.(*)Böylece Gül, belki de dünya tarihinde başka bir devlete gizli hizmet sözleşmesiyle bağlandığını ağzından kaçıran ilk Dışişleri Bakanı oldu…Kendisini önemli gösterme, liyakat arzusu, büyük sırrı karuma dikkatini çiğnemiş geçmişti..”

(Bu anlaşmanın maddelerini ve ne karşılığında yapyıldığını milletvekiliyken yazdığım Forum Dergisinin 55. Sayfasında ayrıntılarıyla yazdım)…

         (GİZLİ GÖRÜŞME) OSLO ANLAŞMASI VAR MI?

Mit Müsteşarı Hakan Fidan’(ın, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde, Mit Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte Oslo’doa PKK ve KCK üst düzey yöneticileriyle gerçekleştirdiği anlaşılan görüşmelerde yüzde doksan beş oranında anlaşmaya varıldığı söylenmişti. Bu görüşmelerin ses kayıtları yayınlandı. Ancak hangi konularda anlaşmaya varıldığına ilişkin bir açıklama yapılmadı.

         Daha sonraki gelişmelerde; PKK tarfındanAnkar’da patlatılan bomba va sonrasındaki eylemlerle 24 erimizin şehit edilmesiyle daevam eden yaygın şiddet olaylarının bu anlaşmanın bozulması sonucu oludğu anlaşılıyor…

         GİZLİ ANLAŞMA-FÜZE KALKANI

         14.09.2011 GÜNÜ ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ile Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun imzaladığı mutabakat metniyle Malatya’daki Kürecik’de bulunan askeri tesise Füze kalkanı konulması kararlaştırıldı..

         …

         SON GİZLİ ANLAŞMA NEDİR?

         Bu gizli anlaşmalar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin dışında hükümet yetkilileriyle yabancı olkeler arasında yapılmaktadır. İktidarın işbaşında kalabilmek için ABD ve AB yetkiliilerine sürekli ödünler verdiği; “deliğe süpürülmemek için” ulusal çıkarlarımızın feda edildiği görülmektedir.

         Özellikle, yeni nayasa, başkanlık sistemi, bölgesel öreklik ve fedaratif devlet düzeni konularında hükümetin yabancılara söz verdiği gelişmelerden anlaşılmaktadır. Yeni anayasa konusundaki iktidar dayatmalarının arkasında gizli ve yazılı olmayan bir anlaşmanın bulunduğu tahmin edilmektedir.

         Bu kadar gizli anlaşmanın yapyıldığı, halktan ve TBMM’den gizli kapaklı işlerin bulunduğu ortamda; son gizli anlaşmanın Mustafua Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmesi olduğu kesin olarak ortaya çıkmaktadır.

         Tarihte bir gün esamisi okunmayacak, dogmatik kafa yapılarıyla, (Nutukt’ta yazılı olduğu gibi) emperyalist ülkelerin uşağı olmaktan öte hiçbir değeri olmayan bazı kişilerin son zamanlarda açtıkları Mustafa Kemal karşıtı kampanya bunu göstermektedir.

         Mustafa Kemal’i kendi durduğu ve ölünceye kadar saygılı davrandığı TBMM’de; faşistlikle, soykırımcılıkla suçlayanlar, bu vebalin altında ezileceklerdir.”(*)

         Milletvekili olduğum sırada yazdığım bu yazının güncelliğini halâ koruyor olması ne garip!

         Türk Milleti, önümüzdeki halk oylamasında bütün bunların bir muhasebesini yapacak mıdır? Hep beraber göreceğiz…

 

(*)İKTİDARIN GİZLİ İŞLERİ

FORUM DERGİSİ YIL:6 SAYI:55