Genç-yaşlı, kadın-erkek, sarışın-esmer, sağcı-solcu, Müslüman-Hıristiyan ne fark eder ki! Kime ne dinimizden, dilimizden, rengimizden, mezhebimizden…

Sağ olsun ‘devlet büyüklerimiz’ öğretti…

Türk-Kürt, Alevi-sunni-, laik-anti laik, açık-kapalı vs ve en sonunda da senden-benden…

Farklılarımızla bir arada olmanın başarısını yıllardır göstermiş hatta Ortadoğu’daki Müslüman coğrafyasının en rahat ülkesi olmayı başarmışken gelinen tabloya üzülmeden edemiyor insan…

Gelinen tablo şu ki artık biz-siz olmuşuz…

Geçtiğimiz haftasonu bunu bir dost sohbetinde yaşadım. Çok üzüldüm…

İdeolojik ayrılıkların basit bir dile vuruşundan öte aslında toplumsal kutuplaşmanın yeni nesile sirayet edişinin bir basit örneğiydi yaşadığım…

Ama olmamalıydı…

Daha küçücük, körpecik beyinlere ve dillerine işlememeliydi oysa ayrılık tohumları…

Herkesin inancına, düşüncesine, rengine vs saygı duymayı öğrenmiştik aslında…

Ne oldu peki…

Nasıl düştük bu oyuna…

Ve hala nasıl sürdürüyor çok değerli büyükler bu çatışmayı…

Mezhebine, inancına, şahsına hakaret eden ‘liderler’ kendini bir toparlasın…

Kadını aşağılayan, belli inanç ve görüştekileri yücelten, farklı düşünenleri ötekileştiren eylem, söylem ve adımlardan vazgeçilmedikçe yaşanılan durum daha da ağırlaşacak…

Aile içinde bile ayrılıklar, çatışmalar keskinleşecek…

Selam vermeden çekinen komşular, ileriye götürecek olayı…

Kadın-erkek eşitliğine inanmayan yöneticilerden güç alanlar yaşam hakkına tecavüz etmekten çekinmeyecek belki de…

Malatya’da Alevi canların evlerine yapılan işaretleme yayılacak…

Canlar yanacak…

Kardeşler çatışacak…

O yüzden işte o yüzden derhal normalleşmeli ülkem…

İktidar-muhalefet karşı karşıya söyleşebilmeli…

Hakaretsiz, kavgasız düşünceleriyle dövmeli karşısındakini…

Bilgisiyle…

Siyasi nezaketi elden bırakmadan iletişim kurabilmeliler…

Ve bizler huzur içinde yaşayabilmeliyiz…

Dil, din, ırk, mezhep vs demeden…

İşte o zaman insan olmayı başarabilir, huzuru yeniden tahsis edebiliriz…

Ve işte o zaman “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” de hayat bulur…

Bursa’dan başlatılan ve farklılıklarla bir arada yaşamanın mutluluğuna erişmeyi hedefleyen ‘Farklıyız, Birlikteyiz Biz Türkiye’yiz’ girişimini bu anlamda tebrik ediyorum…

Bugün yaydıkları mesajı okuyup ders alan olur mu bilinmez ama adımları önemli…