Antalyalı gazeteci dostumuz Yusuf Yavuz’un aracılığıyla yayılan Kleopatro Koyu tahsisi gündemi sarstı. Ormanlar, sit alanları, sahiller, koylar, tarım alanları vs… Nereye sahip çıkacağımızı, hangisinin peşine düşeceğimizi şaşırdık. Ama takipçisi olmadan da vazgeçmeyeceğiz…

Sözümüz söz; sahillerimizi, koylarımızı yağmalatmayacağız…

Peşkeş çektirmeyeceğiz…

Ama doymuyorlar mübarek yatırımcılar; dağı taşı otel, turizm tesisi olan kentimizde…

Sanki turist betona geliyor…

En fazla yıldızlı tesise sahip ülkelerdeniz…

Ne çıkar ki…

Tesis artıyor, kazanç düşüyor…

O yüzden alınmaya, darılmaya gerek yok; bu işi beceremiyoruz…

İşi bilen bir Turizm Bakanı’na hasret ülkem…

Mevzu yatırımın önünü tıkamak değil…

Yatırımcılara tahsiste de tahsisim dağılımında da adalet yok…

Doğa kıyımı, yatırımcı kıyımı var…

Bir zamanlar FETÖ hayranı olmakla övünen, Cumhurbaşkanı ve başbakanlarını yatında ağırlayacak kadar yakın olan bir turizmci Fettah Tamince’ye tahsiste gösterilen özen bilmem kaç kişiye gösteriliyordur…

Sanmıyorum…

Nadirdir…

Hatırlarsanız Lara kent Parkı’na Disneyland hayaliyle yanıp tutuşan Tamince, yayınlarımızla yaptığımız mücadele nedeniyle o dönem Avukatı olan (CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi, Grup Sözcüsü ve Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı) Cansel Çevikol Tuncer aracılığıyla gazetemizi dava etmişti…

Sonuç o kaybetti tabii…

Ama davada kaybeden Tamince, ticarette hep kazanıyor. Daha da çok kazansın. Gözümüz yok. Ama o kazanacak diye doğamıza da kıyılmasın…

Nasıl bir hırs bu…

Lara Kent Parkı…

Olmadı Phaselis…

O da olmadı Kleopatra…

Ama kıydırmayacağız koyumuza…

Söz…

Bir çevreci, bir gazeteci sözü…