Bahar kendini hissettirmeye başladı. Antalya yeniden yeşil yüzünü göstermeye başlıyorken çok üzücü bir haber aldım…

Birinci derece arkeolojik sit alanı olarak korunan Phaselis antik kenti baharın gelişinin coşkusunu iş makinelerine mi bırakıyor?

Antalya’nın Kemer ilçesinde Kültür Bakanlığı'nın "Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi" projesi ile gündeme gelen Phaselis antik kentine; plaj ve günübirlik tesis inşaatı yapılıyor…

Phaselis Antalya’nın en sevdiğim manzaralarından biridir. Tahtalı Dağı’nın heybetinin yavaşça, aşağıya doğru inişi ve onu karşılayan mavi sonsuzluk. Lykia ve Pamphylia, bir dönem Pers egemenliğine giren, Makedonya kralı Büyük İskender’in izlerini taşıyan eşi benzeri olmayan bir antik kent…

Hep tarihi güzellikleriyle bildiğimiz Phaselis antik kentinin doğal güzelliklerini de unutmamalıyız. Endemik ve nadir tür bakımından oldukça önemli olan bu bölgedeki bitki biyolojik çeşitliliği, korunmayı beklerken, yapılacak olan bir inşaatla beraber talan edilmemeli. Phaselis’e yapılacak olan inşaatla beraber alanın sadece bölgesel olarak kullanılması değil, ziyaretçi artışıyla birçok yerin ayakaltı olacağı, bu da alanda yer alan endemik ve nadir olarak bulunan bitki türlerinin zamanla antik kent ve etrafında görülmeyeceği anlamına geliyor.

Phaselis, antik dönemde deniz ticareti konusunda çok gelişmiş bir bölgeydi. Hatta adının anlamı da “Phaselos” ismi verilen bir gemiden gelmektedir. Bir inanışa göre, gemiler antik kentin, antik bitkisi olan Phaselis burçağı  (Lathyrus phaselitanus) meyvelerinden esinlenerek yapılmıştır. Antik kent ve çevresinde yayılış gösteren bu lokal endemik tür, dünyada sadece bu bölgede bulunduğu gibi yoğun tahribatla beraber betonların altında kalacak…

Yüzyıllardır yayılış gösteren antik kentin sessiz sakinleri. Onlar nesli kritik ve tehlike altında, sayısı oldukça az olan Phaselis orkidesi (Ophrys phaseliana), Kemer orkidesi (Ophrys climacis); yine antik kent ve çevresinde kalker kayalıkları kendine mesken edinen, endemik Çıralı sığırkuyruğu (Verbascum spodiotrichum); kıyı şeridinin vazgeçilmez endemik bitkilerinden Likya çayı (Sideritis lycia), Kemer anızotu (Inula heterolopis var. kemerensis) ve daha niceleri…

Küresel dengenin çok hızlı değiştiği şu günlerde, doğa her geçen gün geri dönüşü olmayan bir yola giriyor. Süreci hızlandırıp yavaşlatmak bizim elimizde. Dün Alakır, bugün Phaselis, yarın Antalya’nın el değmemiş başka bir köşesi…

Doğayı korumak için geç kalınmamalı. Yok olan sadece bitkiler değil, yaşamımız…