Son zamanlarda ülkemizin güzel kentlerinden biri olan Antalya, maalesef acı bir felaketle yüz yüze kaldı: Orman yangınları. Binlerce hektarlık ormanlık alan kül olurken, yüreklerimiz de yangınla birlikte acıyor. Orman yangınları, doğal afetler içinde belki de en üzücü olanlardan biri. İnsan eliyle başlatılmış olsun ya da olmasın, sonuçları hep yıkıcı oluyor. Ekosistemleri tahrip ederek, binlerce canlının yaşam alanını yok ediyor ve gelecek nesillere bırakacağımız mirasa büyük zarar veriyor.   

Yangınlarla mücadele eden itfaiye ekipleri, orman işçileri ve gönüllüler, fedakarca çalışarak alevlere karşı direndi. Ancak ne yazık ki doğal afetlerin önüne tam anlamıyla geçmek her zaman mümkün olmuyor. Bu nedenle, orman yangınlarından korunmak için önleyici tedbirlerin alınması, yangınların başlangıç aşamasında hızla müdahale edilmesi ve daha hassas bir şekilde doğal alanlarımızın korunması gerekiyor.

Her ne kadar yangınlarla mücadelede ciddi çaba sarf edilse de, önemli olan bu tür felaketlerin meydana gelmesini engellemek ve doğal alanlarımızı gelecek kuşaklara aktarmak için daha duyarlı ve bilinçli olmaktır. Fakat ülkece bu konuda ne kadar duyarlı ve hassasız tartışılır. Ormanlarımız, sadece ağaçlardan ibaret değildir; onlar, hayvanlar için barınak, bitkiler için yaşam alanı ve doğal dengenin temel taşlarıdır. Onlara sahip çıkmak, insanlık olarak sorumluluğumuzdur. Bu süreçte vatandaşlar olarak elimizden gelen desteği sağlamak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek, yangın felaketlerinin tekrarlanma ihtimalini en aza indirecektir. İlk adım, çevreye ve doğal kaynaklara saygı göstermek, atıklarımızı doğru şekilde bertaraf etmek, yangın riskini artırabilecek etkinliklerden kaçınmak ve çevre bilincini toplumun her kesimine yaymaktır.

Ülkemizde her yıl sayısız orman yangınıyla mücadele ediyoruz; ancak, üzülerek belirtmeliyim ki, hala orman yangınları konusunda yeterince bilinçli değiliz. İnsan kaynaklı orman yangınlarının sayısı gün geçtikçe artıyor ve bu felaketlerin etkisi doğal güzelliklerimize büyük zararlar veriyor. "Ormanlar mirasımızdır" sözü, günümüzde birçok kişi için anlamını yitirmeye başlamış gibi görünüyor. Bu nedenle, toplumsal bilinçlilik ve sorumlulukla hareket ederek, orman yangınlarının önlenmesi ve kontrol altına alınması için el ele vermek zorundayız.

Unutmayalım ki, doğaya sahip çıkmak, kendi varlığımızı ve geleceğimizi korumakla eşdeğerdir.