Türkiye’de yanlış politikaların ekonomiyi sürüklediği kara tabloya, pandemi de eklenince durumlar içinden çıkılmaz hale geldi. Halk sağlığı tedbirleri kapsamında uygulanan yasaklar, kısıtlamalar esnafı, işçiyi, emekçiyi perişan etti…

 

İşsiz, iş aramaktan vazgeçmiş çaresiz binler, on binler, yüzler, milyonlar var. Eskiden her evde en az 1 işsiz vardı, şimdi her evde en az 1 çalışan bulmak zorlaştı…

 

Emeklinin, emekli maaşıyla geçinemediği, insan onuruna yakışır ücretlerin olmadığı, sektörlerin hepsinin daralmaya gittiği, kapanan kepenklerin çoğaldığı bir ortamda durumlar kritik…

 

Ekonomi entübe…

 

Her gün bir yerden geliyor çığlık. İş insanı, sanayicisi, üreticisi, işçisi, emeklisi, memuru, öğrencisi, esnafı perişan…

 

İşte bu yüzden sosyal devlet, daha önemli hale geldi. Devlet, sosyal yardıma ihtiyacı olan her kesime daha bir özenle, adaletle ulaşmak ve hakkını vermek zorunda…

 

Esnafına da iş insanına da üreticisine de emeklisine de destek vermek, tedbir alarak döngülerini devam etmelerini sağlamak durumunda…

 

Peki öyle mi?

 

Maalesef alınan tedbirler çöküşü engelleyemiyor. Pandeminin tekrar yükselişe geçtiği süreçte, yasaklar kapıdayken durum vahim…

 

İş yok, güç yok ama ödemeler durmuyor. Alınan krediler nefes olamadı. İstihdam destekleri, yeterli değil. Siftah yapmayan esnaf, işyeri nasıl ayakta kalacak ki hem kendine hem ekonomiye fayda sağlasın…

 

Dün KES Platformu gereğini söyledi: İnsan onurunu yaraşır bütçe…

 

Tabii insan onuruna yaraşır maaş, gerçekçi destek diye uzatılabilir…

 

Ve yine dün düğün salonları adına sendikadan açıklama geldi…

 

On binlerce esnafı, milyonlarca haneyi ilgilendiren bir sektör. Kuaföründen mobilyacısına, fotoğrafçısından organizatörüne, düğün salonu işletmecisinden garsonuna kadar etkilenmeyen kalmadı…

 

Yalnız salonlar kapanmadı, hanelerde ocaklar da kapandı. Garsonlar işsiz, yan sektörler müşterisiz kaldı…

 

Pastacısından garsonuna evlerinde tencere kaynamayan milyonlar var…

Ve ne acıdır ki böyle bir ortamda lüks ve gösteriş içinde devletin parasıyla kurulan bir saltanat…

 

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi…

 

Vebali büyük söyleyelim…

 

Komşusu açken, tok yatamayan bir milletten gelinen nokta acı…

 

Yönetenlere duyrulur…

 

Dinle, inançla atlatılacak noktaları geçti vatandaş…

 

“Şahlanan bir ekonomi var” ama vatandaşın ve ülkenin ekonomisi değil…

 

Yandaş sermayenin ekonomisi…