
İbrahim Akkaya
Zeytinliklerin idam fermanı…
Başbakan Binali Yıldırım, Meclis’te 2018 bütçesi görüşülürken tarımda yapılan çalışmaları anlatırken, bombayı da patlattı :
“Avrupa’da tarımda
bir numarayız”
Milletvekilleri gülmeye, kahkaha atmaya başladı..
Başbakan, “ Neden gülüyorsunuz, evet tarımda bir numarayız” dedi..
Yolcu etmeye hazırlandığımız 2017 yılının en çok güldüren konuşmasıydı..
Çok değil 15-20 yıl önce kendine yatan bir ülke konumunda iken bugün samanı bile ithal eder hale geldik..
Sözü zeytine ve zeytinyağına getirmek istiyorum..
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Tunus’tan zeytinyağı ithal edeceğimizi açıkladı..
Oysa Türkiye, tarımda Avrupa’nın bir numarası olmadan önce zeytinyağı üretiminde dünya üçüncüsüydü..
Nereden nereye geldiğimizi başka bir örneği olsa gerek bu durum..
Tarım politikasının yanlışlığı ve zeytinlik katliamlarına göz atmadan önce Antalya Ticaret Borsası’na (ATB) ve Başkanı Ali Çandır’a kocaman, yürek dolusu bir alkış göndermek istiyorum..
Çünkü özveride 2009 yılında bulunarak Vakıf Zeytinliği’ni 20 yıllığına kiralayarak, Antalya’nın akciğerinin betona, ranta kurban gitmesini önlediler.
Antalya için, toplum sağlığı için de çok önemli bir bölge..
Kentin gerçek anlamda akciğeri..
Her yıl havadaki 2
bin 600 ton tozu ve 610.000.000 metreküp karbondioksiti temizliyor..
Tam 20 bin zeytin ağacı var..
2 bin 630 dönümlük dev bir alan..
400 dönümü projelendirilecekti..
ATB’nin Vakıf
Zeytinliği’ni kiralama amacı Türkiye ve Avrupa’nın en büyük botanik bahçesi
unvanını alacak olan ‘Zeytinpark’ projesini hayata geçirmekti..
Kolay olmuyor elbette bu tür çalışmalar..
Engeller çıkıyor, bürokrasi hazretleri burun kıvırıyor, imar planları konunda konusunda Ankara’dan onay almak, deveye hendek atlatmaktan daha zor oluyor..
12’si kamu kurum ve kuruluşu olmak üzere 25 hissedarla kurulan Zeytinpark A.Ş. Vakıf Zeytinliği’ni dokusuna uygun bir şekilde düzenlerken, zeytin ağaçlarına özen gösterildi..
Artık
Zeytinpark’tan zeytin ve zeytinyağı üretimi yapılıyor ve satılıyor…
Antalya Ticaret Borsası, bir mucizeyi gerçekleştirdi belki de.
Çünkü bazı çevreler, özellikle de siyasal iktidara yakın olan iş çevreleri , “ Yapamazlar, çabuk pes eder, imar planı değişikliği için belediyelerin kapısını çalarlar, yakında Vakıf Zeytinliği betonlaşır” iddiasında bulundular..
ATB Başkanı Çandır ve arkadaşları zoru başardılar, tüm zorluklara rağmen Zeytinpark’ı halka açma konusunda engelleri de tek tek aşan bir noktaya geldiler..
Yani hem Vakıf Zeytinliği’nin bulunduğu yeşil alanı, hem de zeytin ağaçlarını kurtardık.
Ancak Türkiye geneli için aynı şeyleri söylemek olanaksız..
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca Meclise sunulan ‘3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’da değişiklik yapılması öngörülüyor.
Adı değişiklik ama aslında tam olarak bir katliam..
Çünkü zeytinlik alanların yüzde 70’nin sanayi tehdidi altına alınması planlanıyor.
Türkiye’de 826 bin hektar zeytinlik alanda 167 milyon civarında zeytin ağacı var.
Bakanlıkça yapılmak istenen değişiklikle 578 bin hektar zeytinlik alan ve 117 milyon zeytin ağacı tehdit altına giriyor.
Böylece dünya zeytin üretiminin yüzde 10’unu, zeytinyağı üretiminin ise yüzde 6’sını karşılayan Türkiye, ‘ Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda yer alan düzenleme ile ağaç ve doğa katliamının yanında zeytin piyasasındaki gücünü de kaybedecek..
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Sert Tibet, yapılmak istenen değişiklik ile zeytinliklerin imar fermanının onaylanacağını söylüyor.
Başkan Tibet, 3573 Sayılı Kanunun daha önce 6 defa Meclis’te tüm partilerin oylarıyla reddedildiğini vurgulayarak, “nedir bu ısrarın sebebi ?” diye soruyor..
Tibet, zeytin ağaçlarının ‘Anadolu’nun kadim ağaçları’ olduğunu, günümüzü değil, geleceği ifade ettiğini belirterek, herhangi bir ürün gibi –Bu yıl dikilmese de olur- denilebilecek bir ağaç olmadığını da bildirerek, zeytin ve zeytinliklerle ilgili politikaların ulusal bir çerçevede ele alınması gerektiğini sözlerine ekliyor..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.