Kimi zaman aile bütçesini yönetmeyi becerememiş,
ticarette bir ikbal sağlayamamış, yeterli bilgi ve becerisi olmayan, hazırlığı
olmayan kişilerin şans ya da başka etkenlerle bir şekilde yönetimlerde söz
sahibi olduğu bir dönemdeyiz…
Aralarında bilgi, beceri, deneyim ve eğitim
sahibi olan yöneticilerimiz de var ama azınlıktalar…
Sandığa müdahalenin, diplomaların tartışıldığı
bir ortamda amacım yeni bir tartışma konusu yaratmak değil…
Sadece yönetilemediğimize dikkat çekmek
istiyorum…
Evet, hem genelde hem yerelde yönetilemiyoruz…
Özellikle finans yönetiminde sınıfta
kalıyoruz…
Ülke ekonomisi de belediyelerin bütçeleri de
SOS veriyor…
Büyükşehirlerin borçları aldı başını gidiyor…
Ona çözüm olarak da yeni yollar deneniyor…
Projelerin hayata geçmesi için Hazine
arazileri 'gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında inşaat sözleşmesi
yapılarak' satışa sunuluyor…
Tahvil ihracı denenmek isteniyor…
Olmuyor…
Ve öngörüsüz, şişirme bütçeler patlak veriyor…
Bu da yatırımları aksatıyor…
Yol yapmakla övünen idareler, aylarca kavşak
çalışmasını tamamlayamıyor…
Bunu neredeyse tüm illerde görüyoruz…
Antalya’da da böyle…
Ve kötü olan sadece bütçe yönetimi değil, pek
çok konuda SOS veriyoruz…
En önemli konulardan biri de kentin
planlaması…
100 Bin ve 25 bin ölçekli planlar yapıldı…
6 İlçeyi kapsıyor sadece…
Oysa planlar bütüncül olmalı…
Ama hala 13 ilçenin planlarından ses yok…
Bu dönem sonuna yetişeceğine inancım da
kalmadı…
Yapılanlara gelince…
Yeterli inceleme olanağı yok. Hatta ilçe
belediyeleri bile çoğu konudan habersiz…
Halbuki daha paylaşımcı, katılımlı bir çalışma
ile koruma-kullanma dengesini esas alan, kamu yararı taşıyan nitelikli
planlamalar ve kararlar üretilebilirdi…
Yine ekonomiye dair bütçe hazırlık
aşamasındaki öneri ve eleştiriler dikkate alınsa bu kadar sıkıntılı bir süreç
yaşanmazdı…
Ne diyelim yönetici olmak zor zanaat…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.