Yönetim!...


"İlk çağlarda insanlar ne kadar mutlu" idiler diye düşündüm; kendi kendime. Doğadasın, yediğin önünde yemediğin ardında. Değil mi?. Ya sen kimin kısmetisin acaba? 
Avını paylaştığın bir türdeşinin mi, yoksa senden güçlü bir etoburun mu? Ne garip düşünüyorum ya. Nereden çıktı bu.
İnsan olmak gerçekten zor iş. Kimisi sana tek haneli tarihler yazıyor, kimisi de çift haneli. 4-5 bin yıldan yıldan tutun da 15-70 bin yıla kadar giden. Ama sonunda her şey aynı bir son.
O yüzden yaşarken nasıl yaşamalıyız?. Bence asıl soru bu olmalı. Nasıl yaşamalıyız.
Elbette "insanca".
Ne men bir şeydir bu insanca yaşamak?
İnsan olmak?
İnsanlar genellikle dönemlerine/çağlarına göre düşünüyor ve yaşıyor. Tabi bir de çağlarını aşarak yaşayanlar var.
Örneğin Peygamberler.
Bilim insanları.
Liderler.
İnsanlık için savaşan, insanlık için ömürler harcayan.
Tabi bir de, insanlığın "çanına ot tıkamak için çalışanlar" var. Ömrünü insanlığa adayanların yanında. 
Tanık olduğumuz 21 yy'da Orta Doğuyu kana bulamak isteyenler ile, orta doğu halklarının onurlu, mutlu "insanca yaşamasını" yaşaması için çabalayanları aynı kefeye koyup da insanlığı mı taratacağız yani.
Elbette ki hayır.
Sadece fiziki olarak bizlere benzediği için, insanlığın canına/çanına ot tıkamak için uğraşanları insan mı sayacağız yani. 
Hayır, hem de binlerce kere hayır. 
Bir tür düşünün ki, kendi neslinin sonunu hazırlayacak, dünyayı yok edecek projeler peşinde. Silah olarak, çevre katliamı olarak. En dramatiği ise, onca bolluğa rağmen açlık ile.
Peki bütün bunlar bir insan olarak kimin tercihi?
Elbette ki senin tercihin canım kardeşin. Senin.
Çıkarların için sattığın soydaşlarının, inançdaşlarının hatta yurttaş/topraktaşlarının acılarına göz yumarak, görmezlikten gelerek. Senin yüzünden.

Günümüz insanının bilinç düzeyi, insan neslinin en gelişmişlik düzeyindedir. Bilgi, teknoloji, iletişim her şey emrine sunulmuştur. 
Ama bizler kötü seçimlerimiz ile, hem yaşamımızı, hem de neslimizi; yetmiyormuş gibi yaşadığımız dünya ve evreni mahvediyor, yok ediyoruz. 
Seçimlerimiz ile.
Düşünce ya da düşüncesizliklerimiz ile.
Aynı evrende yaşıyoruz. Aynı dünyayı paylaşıyoruz. 
Ama aynı şeylere sahip olamıyoruz. işin kötüsü de bunun farkında bile değiliz.Amerikalı olarak, Arap olarak, Yahudi olarak, Türk olarak. Açık, koyu, siyah, beyaz tenli ayrımına bile gerek kalmadan. Tercih ve seçimlerimiz ile hem kendimizi, hem türdeşlerimiz, hem de dünyamızı yok ediyoruz.
Yeni silahlar yaptık. Yeni silahlar aldık. 
Yeni sığınaklar yaptık, ama içine sığmayacağımız kadar küçük. Ya da hepimizi almayacak kadar küçük. Hem de koskocaman dünyada.

Trump!..
Sadece ABD için mi bir seçim idi.
"Kudüs İsrail'in başkentidir" dediği an, hepimizin kaderi oldu.
17-25 Aralığa kadar kanka olanlar, 16 Temmuzda hepimizin kabusu oldu.
Hac ibadeti için onca yollar gittiğimiz, onca para bıraktığımız kutsal toprakların şeyhleri, prensleri, kralları hepimizin hüsranı, kabusu oldu.
Siz farkında değil misiniz yoksa. 
O zaman, bir gün "HOŞ GELDİN 3'üncü DÜNYA/PAYLAŞIM SAVAŞI" denildiği zaman şafağınız atar. Anlarsınız. 
Geçim için, seçimlerinizin ne olduğunu.
Sayenizde bizi de yakarak. 
Ha, bu arada "helallik mi" istediniz.
Vermiyorum. Haklarımı "helal etmiyorum" bana, benim geleceğime bu karanlık seçimleri yapanlara.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Uysal Arşivi

Ninemden guguk kuşu öyküsü

09 Ağustos 2025 Cumartesi 10:04

SÖZÜN DE BİTTİĞİ YER OLUR MU?

02 Ağustos 2025 Cumartesi 11:24

PLANLAMA- PLAN LAMA- PLAN- LA- MA

01 Ağustos 2025 Cuma 11:51

GÜRKUT ACAR'I TANIMAK

14 Temmuz 2025 Pazartesi 21:04

SORUN, SORUN OLUR MU YARATILIR MI?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:48

HER ÖLÜM ÖLÜM MÜDÜR?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:11

DOLANI DOLANI GELİYOR DA UYUYORUZ

01 Temmuz 2025 Salı 17:59