
İbrahim Uysal
Yönetim!...
"İlk çağlarda insanlar ne kadar mutlu" idiler diye düşündüm; kendi
kendime. Doğadasın, yediğin önünde yemediğin ardında. Değil mi?. Ya sen kimin
kısmetisin acaba?
Avını paylaştığın bir türdeşinin mi, yoksa senden güçlü bir etoburun mu? Ne garip
düşünüyorum ya. Nereden çıktı bu.
İnsan olmak gerçekten zor iş. Kimisi sana tek haneli tarihler yazıyor, kimisi
de çift haneli. 4-5 bin yıldan yıldan tutun da 15-70 bin yıla kadar giden. Ama
sonunda her şey aynı bir son.
O yüzden yaşarken nasıl yaşamalıyız?. Bence asıl soru bu olmalı. Nasıl
yaşamalıyız.
Elbette "insanca".
Ne men bir şeydir bu insanca yaşamak?
İnsan olmak?
İnsanlar genellikle dönemlerine/çağlarına göre düşünüyor ve yaşıyor. Tabi bir
de çağlarını aşarak yaşayanlar var.
Örneğin Peygamberler.
Bilim insanları.
Liderler.
İnsanlık için savaşan, insanlık için ömürler harcayan.
Tabi bir de, insanlığın "çanına ot tıkamak için çalışanlar" var.
Ömrünü insanlığa adayanların yanında.
Tanık olduğumuz 21 yy'da Orta Doğuyu kana bulamak isteyenler ile, orta doğu
halklarının onurlu, mutlu "insanca yaşamasını" yaşaması için
çabalayanları aynı kefeye koyup da insanlığı mı taratacağız yani.
Elbette ki hayır.
Sadece fiziki olarak bizlere benzediği için, insanlığın canına/çanına ot
tıkamak için uğraşanları insan mı sayacağız yani.
Hayır, hem de binlerce kere hayır.
Bir tür düşünün ki, kendi neslinin sonunu hazırlayacak, dünyayı yok edecek
projeler peşinde. Silah olarak, çevre katliamı olarak. En dramatiği ise, onca
bolluğa rağmen açlık ile.
Peki bütün bunlar bir insan olarak kimin tercihi?
Elbette ki senin tercihin canım kardeşin. Senin.
Çıkarların için sattığın soydaşlarının, inançdaşlarının hatta
yurttaş/topraktaşlarının acılarına göz yumarak, görmezlikten gelerek. Senin
yüzünden.
Günümüz insanının bilinç düzeyi, insan
neslinin en gelişmişlik düzeyindedir. Bilgi, teknoloji, iletişim her şey emrine
sunulmuştur.
Ama bizler kötü seçimlerimiz ile, hem yaşamımızı, hem de neslimizi; yetmiyormuş
gibi yaşadığımız dünya ve evreni mahvediyor, yok ediyoruz.
Seçimlerimiz ile.
Düşünce ya da düşüncesizliklerimiz ile.
Aynı evrende yaşıyoruz. Aynı dünyayı paylaşıyoruz.
Ama aynı şeylere sahip olamıyoruz. işin kötüsü de bunun farkında bile değiliz.Amerikalı
olarak, Arap olarak, Yahudi olarak, Türk olarak. Açık, koyu, siyah, beyaz tenli
ayrımına bile gerek kalmadan. Tercih ve seçimlerimiz ile hem kendimizi, hem
türdeşlerimiz, hem de dünyamızı yok ediyoruz.
Yeni silahlar yaptık. Yeni silahlar aldık.
Yeni sığınaklar yaptık, ama içine sığmayacağımız kadar küçük. Ya da hepimizi almayacak
kadar küçük. Hem de koskocaman dünyada.
Trump!..
Sadece ABD için mi bir seçim idi.
"Kudüs İsrail'in başkentidir" dediği an, hepimizin kaderi oldu.
17-25 Aralığa kadar kanka olanlar, 16 Temmuzda hepimizin kabusu oldu.
Hac ibadeti için onca yollar gittiğimiz, onca para bıraktığımız kutsal
toprakların şeyhleri, prensleri, kralları hepimizin hüsranı, kabusu oldu.
Siz farkında değil misiniz yoksa.
O zaman, bir gün "HOŞ GELDİN 3'üncü DÜNYA/PAYLAŞIM SAVAŞI" denildiği
zaman şafağınız atar. Anlarsınız.
Geçim için, seçimlerinizin ne olduğunu.
Sayenizde bizi de yakarak.
Ha, bu arada "helallik mi" istediniz.
Vermiyorum. Haklarımı "helal etmiyorum" bana, benim geleceğime bu
karanlık seçimleri yapanlara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.