GÜRKUT ACAR'I TANIMAK

Hani bir halk deyişi vardır, "yerden alıp havada yemek" diye. İşte biraz da o yıllardı. Lise bitmiş, bir yol gösteren yok, ayakları yere basmayan bir üniversite tercih listesi ile Üniversiteye girememiş, açıkta kalmışız.

Eeee Anan, Baban ve çevre de illa oku, sonra köye gel çiftçilik yap sana bir de dükkan açarız olur gidersin deniliyor.

Gece saat 23 haberleri sonunda, Üniversitelerin boş kontenjan açıkları duyuruluyor ve Fırat Üniversitesi'nde kontenjan açığı var.

Haydiiii, bilen olursa Fırat Üniversitesi'nin yeri bul ve kayıt olmaya git. Önce Adana, ardından Gaziantep, ardından Diyarbakır ve sonuç Elazığ'da Fırat Üniversitesi'ni bul.

Ön kayıt, ardından da kesin kayıt. Bir otel odasında kalıyorum ve her gün sabah otelin önünden hangi grup erken geçiyor ise ona takılıp gidiyorum. Ülkücü sağ, biraz kürt milliyetçisi ağırlıklı sol grup.

Tabi bir gün ona, bir gün öbürüne katılıp okula gidince dikkati çekmişiz; önce bıcak , sonra da tabanca namlusu ile "ne ayaksın" denilerek tehdit edilince, baktım pabuç pahalı, dosdoğru Veteriner Fakültesi Hocası Atilla Tanyolaç'a (Güler Tanyolaç'ın eşi), o "yok okuldan ayrılma", deyince dosdoğru Fakülte Dekanına.

GÜRKUT ACAR'I TANIMAK

Dekan Bey beni dinledikten sonra memleketimi sordu, "Antalya" deyince belgelerimi sekreterinden isteyip, sonra da bana verdi ve bir de "kendi arzum ile ile ayrılıyorum" yazısını imzalayıp dosdoğru Antalya'nın yolunu tuttum.

Tam da o sıralar Antalya İnşaat Meslek Y.O. açıldı. Oraya da bir kayıt. Okul, Bahçeyakasında, teknik resim dersleri Konyaaltı Caddesi üzerindeki Endüstri Meslek Lisesinde.

Sevgili Ömer Melli'nin Ağabeyi Şevki Melli gibi birçok Antalyalı ve Antalya'da çalışan bir çok kişinin yakınları ile birlikte kayıt olmuştuk.

Teknik Resim dersleri, sınıf kalabalık olduğundan iki gruba ayrıldı, çarşamba bir grup, perşembe bir grup. Ben de Perşembe grubundayım. Çarşamba günü okul çıkışı solcular, sayıları onu bulmayan sağcı öğrenciler ile kavga etmişler.

Perşembe sabahı erkenden okula bir grup Jandarma ve Polis geldi, ellerinde ismimin de olduğu 11 kişilik listeyi okuyup, hepimizi önce karakola, sonra da mahkemeye götürdüler.

Olaydan haberim yok, avukat falan kimin aklına gelir. Ben dersteydim dedim ama kim dinler, Hakim ya da Savcı "Antalyayı terörist yatağı yaptırmayacağım" deyip, bizi dosdoğru bugün yerinde yeller esen Antalya Kapalı Cezaevine tıktılar.

Olay duyulunca, başında Av Gürkut Acar'ın olduğu Baro ve CHP Antalya örgütü hemen olayı üstlendi.

Biz Perşembe öğleden sonradan, Pazartesi öğleye kadar "hapis" yattıktan sonra, öğleden sonra, Av. Gürkut Acar ve CHP örgütü sayesinde serbest kaldık ama bu kez de sicilimize, "sağ görüşlü öğrencileri darp" sucu şerhi düşüldü ve bir ömür boyu ne zaman "güvenlik soruşturması" istense, hep karşıma çıktı.

Gürkut Acar ile önceleri tanışıklığımız böyle başlamıştı. Herkesin olduğu gibi 12 Eylül 1980 darbesi bizleri de savurdu, ilişkiler koptu.

Ben bürokrasinin içinde, O, Antalya'da avukatlık yaparken Ankara'ya yolu düşünce; Ben Ankara Antalyalılar Derneği Başkanı olduğum dönemler, ANTALYALILAR PORTAKAL GECESİ yemeklerine gelir ve birlikte olurduk.

GÜRKUT ACAR'I TANIMAK

2011 yılında Antalya Milletvekili olunca bu dostluk ve ilişki Ankara'da da sürdü. Bürokrasi ile ilgili bir sıkıntı olunca, telaş ile arar ve ne olacak derdi.

2020 yılı onun sağlığı açısından sorunlu başladı. Hele 2023 yılı sonları yaşadığı sağlık sorunları onun günlük ve sosyal yaşamını etkiliyordu. Tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastanesine uygun zamanlarda ziyaretine giderdim.

Değerli Hoca Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın dostu olan Hasan Ünal (MV) ve Narin Hanım hastaneye geldiklerinde, aynı katta olduklarından, bir görüşme bahanesi daha çıkardı.

2025 yılı sağlık açısından daha sorunlu idi, Mayıs ve Haziran'la sorunlar arttı ve bir 13 Temmuz günü vefat haberini sanal ortamdan öğrendim.

14 Temmuz ikindi namazından sonra Antalya UNCALI MEZARLIĞI'NDA cenaze namazından sonra defin işlemi yapıldı.

Yaşamda, "hayır" sözcüğünü çok ender kullanan insanlardan biriydi. Allah rahmet eylesin, toprağı bol, mekanı Cennet, devri daim olsun. Işıklar içinde uyu güzel insan , hep bu güzelliklerle anılacaksın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Uysal Arşivi

Ninemden guguk kuşu öyküsü

09 Ağustos 2025 Cumartesi 10:04

SÖZÜN DE BİTTİĞİ YER OLUR MU?

02 Ağustos 2025 Cumartesi 11:24

PLANLAMA- PLAN LAMA- PLAN- LA- MA

01 Ağustos 2025 Cuma 11:51

SORUN, SORUN OLUR MU YARATILIR MI?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:48

HER ÖLÜM ÖLÜM MÜDÜR?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:11

DOLANI DOLANI GELİYOR DA UYUYORUZ

01 Temmuz 2025 Salı 17:59