
İbrahim Akkaya
Yoklar kenti Antalya !
Göstermelik bir kutlama yapmıyor İMO..
Kente ve ülkeye karşı olan sorumluklarının bilince içerisinde kimi çerceler ‘İstemezükçü’ damgasını vursa da, gerçekleri söylemeye, sorunların çözüm yollarını aramaya, bilimin ve tekniğin ışığında yol göstermeye, öneri sunmaya devam ediyor.
60 yaş etkinliklerini sıraladı dün İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz..
Doğaldır ki bu etkinlikler Antalya’nın geleceğini şekillenmesinde önemli rol oynayacak..
Örnek mi ?
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in çılgın projesi Boğaçayı konusunda Türkiye’de kıyı ve liman planlamalarında uzman olan 4 kişiyi Antalya’ya davet etti.
Bu uzmanların görüşleri şüphe yok ki Boğaçayı Projesi ile ilgili kafa karışıklığının ortadan kalkması açısından önem taşıyor..
Yoklar kenti dedik Antalya için..
İnşaat Mühendisleri Odası, Antalya’nın şöyle sıralıyor :
-Antalya’nın deprem risklerine göre belirlenmiş bina envanteri yok.
-Nazım İmar Planı yok.
-Ulaşım Master Planı yok.
-Deprem planı yok.
-Kentsel Dönüşüm ve değişim planı yok.
Antalya’nın hep sahipsiz olduğunu söyledik, haksız da değiliz..
Bakınız İMO nelere dikkat çekiyor :
-İhtiyaç olmamasına rağmen tarım alanları oy uğruna gelişigüzel imara açılıyor.
-Antalya göç alıyor, kontrolsüz büyüyor, çarpık gelişiyor.
-Altyapı ve kentleşme sorunları ortaya çıkıyor.
-Antalya hala yağmurlar teslim oluyor, sel felaketleri yaşanıyor.
-Ulaşım ve trafik sorunları her geçen gün büyüyor, ulaşım sistemi ilkel, insanlar hala gidecekleri yere kaç numaralı toplu ulaşım aracının gittiğini şoförlere soruyor.
-Antalya’ya hızlı tren ulaşımı yok, yük ve yolcu taşımacılığı için demiryolu bağlantısı yok.
-Antalya’nın çevre yolları açılmıyor, Antalya-Alanya arası raylı sitem programında yok.
-Hava kirliliği sorun olmaya devam ediyor.
-Atıksu arıtma sistemleri yetersiz, deniz kirliliği riski var.
-Hala asfalt olmayan, suyu akmayan, köyden mahalleye dönüştürülen yerleşim alanları var.
-Kentlilik bilinci yok, insanlar kendini Antalyalı hissetmiyor.
-Kaleiçi, Balbey, Haşim İşcan mahalleleri kaderine terk edilmiş.
-Kent bilgi sistemi yok.
Her dereye HES yapmaya, her dağa taş ocağı açma izni veriliyor.
-İşsizlik had safhada, hastalıklar arttı, hastaneler yetersiz.
-İklim değişikliği kuraklık ve susuzluk tehdidi var.
-Kamuya ait kurumlar özelleştirildi, fabrikalar, araziler satıldı.
-TOKİ bedelsiz edindiği devlet arazilerinde istediği gibi gelişigüzel yüksek esmam yapılaşma kararları ile plan yapıyor. Yapı denetiminden muaf olarak devlet gücüyle özel sektörle rekabet ediyor, yeni müteahhitler yaratıyor.
Liste çok daha uzun..
Yoklar bir yanda, olumsuzluklar diğer yanda..
Hal böyle iken Antalya için yakışıklı sözler etmenin, cilalı yorumlar yapmanın olanağı var mı ?
Dışarıdan bakınca Türkiye’nin vizyon kenti..
İçeriye girince yoklarla, sorunlarla boğuşan, her geçen gün yeni sorunların içine atılan bir Antalya..
İşte yaşadığımız kentin hali..
-
-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.