
İbrahim Uysal
Yıl, yıla kavuşuyor!..
Ne kadar zaman yaşamış olmak gerekiyor bu dünyayı anlamak için? Anlamadım
gitti. Ne okumak, nasıl bir eğitim almak gerekiyor soramıyorum, çünkü yanıtını
verecek yok.
Ne garip bir duygu değil mi?
Sorunun kaynağı ben olsam, ya da sorun kendi sorunum olsa bir yol ve yanıt
bulmam mümkün. Çok acı ki, hiç bir zerresine katkımın olmadığı sorunların
acısını ve sıkıntısını çekiyorum bir çok hatta herkes gibi ama, hiç kimsenin
soruna kaynaklık yapanların dışında yapacağı bir şey yok.
Sokağa çıkıyorum suratı asık olmayan bir Allahın kulu yok desem yalan değil.
Bir yere otursan, kulaklarını tıkasan da, konuşanların sorunları, kulak zarını
delip delip geçiyor.
TV'de TBMM bütçe konuşmaları yapılıyor. Küfürler, hakaretler havada
uçuşuyor.
Hepimizin koskaca bir yılını etkileyecek bir yılın bütçesi konuşuluyor, hiç
kimsenin umudunu yeşertecek bir şey göremiyorum.-Facebook Cumhuriyetinde,
yandaş-candaşların paylaşımlarına bakıyorum, bir mutlular, bi mutlular ki sormayın
gitsin. Her şey güllük gülistanlık. Bir ben salak mankafa bir boktan
anlamıyorum. Her bı b.ku biliyorlar. Komplekse kapılıyorum adeta.
Bizim cenaha bakıyorum. Bir alem. O kadar olan var, o kadar yalan talan ortada
volta atıyor, zavallılar ellerinde belge, dillerinde tüy bitmiş, ama sevgili
halkım bi mutlu, bi mutlu ki sormayın gitsin. Hani, köprüden para ödeyerek
geçenleri beceren padişahın adamından şikayet etmeyip yenilerini isteyenler
gibi.
Koskoca, müteahhit adam, memleketin anasını becermeden bahsederken şikayetçi
olmayanlardan ne beklenir ki. İşte benim gurur duymamam gereken halkım
bu.
Sahiden, "deveye diken insana .........!.." hangi milletin ata sözü
idi.
Ne desen boş.
Ne anlatsan gereksiz.
Herkes mutsuz
Kimsenin iki yakası bir araya gelmiyor.
TV'ler de en acıklı dramalar, cinayetler, ensest ilişkiler, ırza geçme, fuhuş,
gencecik kızların dramı. Ve herkes huşu içinde izliyor olmalı ki her kanal bir
program koyuyor.
Umutsuz değilim ama,
Bu memleket de bazıları "Muhterem Hoca Efendimiz, Fethullah Gülen
hazretleri" deme noktasından vazgeçeli, yıl olarak daha bir elin
parmaklarını bile geçmedi.Bu gün nasıl FETÖ, aşağılık FETÖCÜLER, iş birlikçiler
,...... .. bu sözler daha yeni moda oldu. Herkes birden pişkinleşiverdi. Dün
methiye , övgü düzenler bu gün dünyanın en galiz küfürlerinin mucidi
oluverdi.
Ve halkım da, "hık deyicinin ıhhh!..." deyicisi olarak, bunları
alkışlıyor. Yuh ya.
Bu memleket de bir şeyler mi değişti de benim haberim yok, anlamıyorum. Herkes
için ortak olacak değerlerde doğru birdir. Artık, o doğru bile yok. Herkesin
doğrusu kendine olmuş.
Mevlana'nın hakkına kavuşmak için
çıktığı yolculuğu şeb-i aruz'un bu son anmaları var.
Belki TV'ler naklen verir. O yüzden, bütün bu yazdıklarımdan sonra, Hz MevlanA'nın
bir sözü aklıma geldi.
"Ne kadar bilirsen bil,
bütün bildiklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır.!.." Maalesef doğru
imiş.
Ne yazarsan yaz.
Ne söylersen söyle.
Bir çok kişi birilerine yalakalığı meslek edinmiş, birilerinin sağını solunu
yalamak , köşelerinden kırptıkları ile iki kelam etme derdine düşmüşler.
Eyyy Namık Kemal ne muhterem adammışsın ya.
"Ne utanmaz köpekleriz
Kimi görsek etekleriz
Hakk'dan yardım bekleriz
Ne utanmaz köpekleriz
......
Dalkavukluk ile irtikap
İşte etti bizi harap
sen söyle ey Şevketmeap
NE UTANMAZ KÖPEKLERİZ!.." İ yıllar önce dediğin için.
Ey Hz Mevlana, ne muhteşem eren
imiş isin ki, bu günler insanı görmüşsün yüz yıllar önce.
sahiden ya
ben kime ne diyorum ki.
Yine herkes, o kadar yazılan ve çizilenden sonra, bilebildiği, anlayabildiği
kadarını anlayacak.
Ben de boş yere havanda su döveceğim.
hadi canım sen de!..
Sizin de ağlayacağınız günler pek uzak değil.
Anlasan da, anlamasan da.
Bana göre hava hoş.
Hani en azından bir çoğuna dar gelen bana bol gelir.
Kilo verdim de!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.