Yaşamadan bilinmez. Dışardan ne kadar da anlatılırsa anlatılsın, bir kenti yaşayan kadar bilmek pek mümkün değildir. Medyaya yansıyan ya da kısa süreli ziyaretlerde edinilen bilgiler gerçekle her zaman örtüşmeyebilir…

Nitekim  Antalya, Türkiye’nin başka illerinde ya da farklı coğrafyalarda yaşayanlar tarafından belki de medyada geniş yer tutan tatil, deniz, eğlence, festival görüntüleri ile sorunsuz bir kent olarak algılanır…

Kültür, sanat organizasyonlarındaki başarısı, milyonlarca liralık tesis yatırımları, dünyanın en çok ziyaretçi çeken kentlerinden olması, ülke ekonomisine katkısı hesaba katılınca da galiba büyük sorunları yok diye düşünülüyor…

Oysa dün yaklaşık bir ay önce göreve başlayan Valimiz Sebahattin Öztürk’ün de dediği gibi dışarıdan gıptayla bakılan, bütün sorunlarını çözmüş bir şehir gibi algılanan Antalya’da gerçek bu değil…

Dünyaya açılan pencere, ülkenin vitrini vs gibi sıfatlarla anılan kentimiz, büyük sorunlarla karşı karşıya…

İmar ve planlamadan başlayarak, ulaşım, eğitim, sağlık gibi başlıklarda sıralayabileceğimiz sorunlar, her yetkili açısından farklı önceliklere göre sıralansa da çözüm için işbirliği, diyalog, koordinasyon gerektiği ortada…

Son 5 yıl içinde 3. Valimiz olan Öztürk’ün de önceki valilerimiz gibi sorunlara sahip çıkacağına ve çözüm için çaba sarf edeceğine inancım büyük…

Gazetecilerin parmak bastığı sorunlara ilişkin adımlar attığını belirtmesi de sorunların çözümünde büyük yarar sağlayacaktır…

Valimizin, her sabah ajandasına basında yer alan sorunları not ediyor ve ilgili yerlere talimat veriyor olması sorunların çözüm sürecini de kısaltacaktır…

Ama pekçok sorun yerelde halledilemiyor…

Ankara’yı da çok aşındırmamız gerekiyor…

Ankara’da Antalya lobisi kurmamız gerektiği aşikar. Bu konuda zayıf kaldığımız ortada…

Ama üç partiden seçilen milletvekilleri, iktidar partisinin üst düzey görevlisi Antalyalı siyasiler ve oldukça etkin olan kent dinamikleri bir araya geldiği ve Antalya adına mücadele ettiği andan itibaren tüm kaybedilmiş zamanları geriye çevirebiliriz…

Bunun için herkese büyük görev düşüyor…

Yaşadığımız kente hepimiz borçluyuz. Bunu hizmetleri engelleyerek değil, hizmet ederek ödeyebiliriz…

Dilerim Öztürk’ün önderliğinde sağlanacak birliktelik ve işbirliğiyle önemli adımlar atılır…

Çünkü Antalya daha iyisini hak ediyor…