
Ulaş Kökçe
Yapay Zekâ Kullanmayan Yolda Kalır (Mı)?
İnsan ve makineler arasındaki sınırların giderek eşitlendiği bu çağda, yapay zekâyı yalnızca bir araç olarak değil, aynı zamanda insan potansiyelini yeniden tanımlayan bir partner olarak görmemiz gerekiyor. Günümüzde yapay zekâ artık sadece veriyi analiz etmiyor, müşteriyi anlayarak duygularını da tanıyor. Öte yandan yapay zekânın potansiyeli insanları heyecanlandırırken, aynı zamanda endişelendiriyor.
Sevgili okurlar, yapay zekâyı yalnızca bir ‘teknoloji’ olarak değerlendirmek büyük hata olur. Yapay zekâ dan ne kadar da hoşlanmasam da; insan + yapay zekâ birlikteliğiyle, yalnızca teknolojiye değil, insanlığa da yön verecek yeni hikâyeler yazmamız mümkün. Yapay zekâ, pazarlama teknolojileri ve kültürel dönüşüm gibi alanlarda zihin açıcı tartışmalara konu oluyor. Son olarak, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) tarafından “Geleceğin Akıllı Şehirleri ve Yapay Zekâ: Dün, Bugün ve Gelecek” konu başlığı ile gerçekleştirildi. Toplantının onur konuğu, Deneyimlenebilir Yapay Zekâ ve Dijitalleşme Merkezi (ZEKI) Kurucusu ve Berlin Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin Albayrak oldu.
Yapay Zekâyı Kullanıyoruz…
Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi Ernst & Young (EY) de geçtiğimiz günlerde ‘Yapay Zekâ Duyarlılık Endeksi’ni yayımladı. Araştırma kapsamında 15 ülkeden 15.06 kişiyle anket yapılarak katılımcıların, günlük yaşamda yapay zekânın kullanımı konusunda ne kadar rahat hissettiğine, hangi endişelere sahip olduğuna, yapay zekâ konusunda onları neyin heyecanlandırdığına odaklanıldı. Araştırmaya katılanların %82’sinin yaşam ve çalışma biçimlerini iyileştirmek için yapay zekâyı kullandığını belirttiği araştırmada, yalnızca %57'sinin bu teknolojinin kullanımında kendisini rahat hissettiği görüldü. Günümüzde yapay zekâ kullanımının belirli alanlarda yoğunlaştığı, müşteri deneyiminde (CX)yapay zekâ kullananların %31 oranında ve içerik çevirisi gibi kişisel uygulamalarda ise %29 oranında en yüksek seviyelerde olduğu görülüyor. Araştırmaya göre, enerji veya finansal hizmetler gibi benimsenmenin nispeten daha düşük olduğu sektörlerde de yapay zekânın rol oynamasına açık olunduğunu gösteriyor. Aynı zamanda sektörler bazında; medya ve eğlencede kişiselleştirilmiş içerik önerileri, teknolojide akıllı cihazları yönetme, perakendede müşteri desteğine erişim, sağlıkta semptomları teşhis etme, finansal hizmetlerde yapay zekâ destekli finansal sağlık alanlarında işletmelerin aktif çözümler geliştirmede yapay zekâyı kullandığı dikkat çekiyor.
Öte yandan, yapay zekâ insani etkileşim biçimlerini de şekillendiriyor. Araştırma kapsamında, yapay zekâ ile rahatça iletişim kurabilen kişilerin %72'si, yapay zekâ ile konuşmanın bazı insanların daha iyi sosyal beceriler geliştirmesine yardımcı olabileceğine inanırken; %54'ü ise yapay zekâ ile sohbet etmenin bir insanla konuşmak kadar keyifli olabileceğini söylüyor. Temkinli iyimserler ve endişesizlerin %30'u da son altı ay içinde yapay zekâ ile duygusal bir bağ kurduğunu belirtiyor.
Birçok insan, yapay zekânın hayatında daha büyük bir rol oynamasında hevesli olsa da bu güvenin hassas bir çizgide olduğu görülüyor. Yapay zekâ kullanımında kendini rahat hissedenler arasında dahi yanlış bilgilendirme, veri gizliliği ve insan gözetimi ihtiyacı gibi konularda endişeler olduğu görülüyor. Katılımcıların %75’i yapay zekâ tarafından üretilen yanlış bilgilerin ciddiye alınmasından endişe ederken, %67'si yapay zekânın insan gözetimi olmadan kontrol edilemez hale gelmesinden çekiniyor ve %64'ü yapay zekâ modellerinin kişisel veriler üzerinde izinsiz eğitim almasından endişe duyuyor.
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.