‘Kabak tadı verdi’ demezseniz bugün yine Hoca’yı yani Akaydın’ı yazacağım.

Çünkü CHP tabanı genel merkezin 12 Ekim’de yapılacak CHP Olağanüstü Antalya İl Kongresi için Antalya Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi  Gürkut Acar’la birlikte Akaydın’ı görevlendirmesine çok tepkili CHP’liler..

CHP tabanı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı AKP’li Türel’e kaptırmanın tek suçlusu olarak gördüğü Akaydın’ın parti genel merkezi tarafından gündemde tutulmaya çalışılmasının nedeninin ne olduğunu merak ediyor.

Kimi partililer, “ Genel Merkezi Akaydın Hoca’ya neyin diyetini ödüyor ?” sorusunu her mekanda gündeme taşıyarak ne denli tepkili olduklarını ifade etmeye çalışıyorlar.

Yıllarını CHP’ye vermiş, partinin yükünü çekmiş partililer, CHP Antalya İl Örgütü’nde yaşanan tartışmaların sorumlusu olarak Akaydın’ı işaret ederek, şunları söylüyorlar :

“ CHP’yi ele geçirmeye çalıştı, il ve ilçe başkanlarını, belediye başkanlarını, hatta milletvekili adaylarını kendisini belirleme hevesine kapıldı. Kibirli, partiliye de, vatandaşa da tepeden bakan, herkesle kavga eden, kendisine taban yaratmak için iş ve ihale kozunu kullanan Mustafa Akaydın, CHP’nin Antalya’daki en büyük kamburuydu, CHP’nin sırtındaki o kamburu CHP Genel Merkezi, bunca olumsuzluğa rağmen dayatmaya çalışıyor”

2009 seçimlerinde Akaydın’ın sonradan, AKP’li belediyelerin, son olarak da  Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday Eklemeddin İhsanoğlu’nun o komik kampanyasına CHP Genel Merkezi tarafından tayin edilen iletişim danışmanı Fayda Ajans’ın buluşuşu “Yaparsa Hoca Yapar” sloganı..

Çevresindeki dalkavuklar ve kimi CHP’liler ile basındaki malum arkadaşlar alkış tutmuşlardı bu sloganı..

Akaydın, 5 yıl boyunca bu sloganın ardına sıvanıp yapacağını yaptı..

Antalya’ya da CHP’ye de yaptı yapacağını..

Gerçek şu ki Antalya ‘da, CHP de 5 yıl kaybetti Akaydın’la..

30 Mart öncesinde bir başak slogan ortaya atıldı.

“Hoca’nın bir bildiği var”

Hoca’nın niçin bu sloganı seçtiği sonradan anlaşıldı..

İddialara göre, Hoca ‘Torun sevmeye gidiyorum” dediği Amerika’da Fetullah Gülen Cemaati ile buluşmuş ve icazet almışı..

Gülen’in Akaydın Hoca için “ İyi adam, desteklenmeli” dediği basın organlarında yer almıştı.

Hoca, parti tabanı fazla tepki göstermesin diye yalanlama yapmak zorunda kaldı.

Ancak kendisine yakışan bir üslupla da kendince noktayı koydu :

“Davet edilirse bir kahve içmeye giderim”

Hoca böyle bir yapıya sahip.

MHP’lilerin oylarını almak hedefiyle aslında kendisine çok da yabancı olmayan bozkurt işareti bile yaptı..

Başkanlığı kaybetmesinde en önemli etkenlerden birisi olan Mutapaşa Belediye Başkan Adaylığı konusunda CHP İl Başkanı Devrim Kök’le ortak hareket edip, Süleyman Evcilmen’in önünün kesilmesinde başrolü oynadı..

Seçimi kaybedince de günah çıkardı, “Muratpaşa’da yanlış yaptık” dedi..

Akaydın’la birlikte çalışan bürokratlarla konuşuyorum sıkça..

A Takımı olarak bilinenlerin dışındaki bürokratlar ateş püskürüyor..

“ Biz böyle bir belediye başkanı, böyle bir yönetici görmedik” diyorlar..

Anlattıklarını burada nakletmeye çalışsam Hoca ile papaz oluruz, soluğu ikimizin de pek yabancı olmadığı Antalya Adliyesi’nde alırız..

Gerçek şu ki Akaydın’ı yazmak; Akaydın’ı konuşmak lehine oluyor..

Hoca’nın gündemde kalmasına katkıda bulunuyoruz bile bile..

Bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in tavrını takdir ediyorum.

Hoca, kendisiyle söz dalaşına girsin, böylece gündemde kalmasına yardımcı olsun dile Türel’e çatıyor, Türel ise Akaydın’ın adını bile anmadan önceki döneme eleştirilerini yapıyor, böylece Hoca’nın kurnazlığına prim tanımıyor.

Sonuç olarak CHP tabanı tepkisini şöyle ortaya koyuyor:

“Akaydın, partiyi de Antalya’yı da batırdı, genel merkez nasıl oluyor da hala bu adamı destekliyor, kongre için görevlendiriyor ?”