Demokrasinin gereği olan seçimlerde, halkın iradesinin sandığa yüksek yansıması, seçimlerdeki sonuç açısından mühim. Dört dörtlük bir ülke olursunuz, demokrasiniz tavan yapmıştır, hukukun üstünlüğü vazgeçilmezdir sandığa katılım düşer. Ki o noktada bile iyinin iyisini seçmek için sandığa gidilmelidir…

Peki ya rejimle kavgalı bir yönetime sahipseniz yokluk, yoksulluk ve yasaklar ülkesine döndüyseniz, sandığa koşmalısınız. Sadece koşmak da yetmek, herkesi sandığa taşımalısınız…

Yeterli mi peki? Değil…

Sandığa giren oylar da güvende olmalı. Hile, usulsüzlük olmamalı…

Murat Ağırel, günlerdir bağırıyor, fazla seçmen sayısını soruyor, sorguluyor. Ses yok, cevap yok. Millet İttifakı, seçim güvenliğinin kesinlikle tesis edileceğini söylüyor ama çok başarılı bir sınav verilemedi bu konuda…

İş başa düştü misali her şey seçmende bitiyor. Oyu verecek, oy almak için uğraşacak. Yetmeyecek bir de seçim güvenliğinin sağlanıp sağlanamadığını kontrol edecek…

Yapacağız, mecburuz…

13. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni başarılı bir şekilde olaysız, şaibesiz atlatmak herkesin sorumluluğunda. Sonrasında da herkes sonuca saygı gösterip herşeyi geride bırakacak…

Olması gereken ve beklenen bu…

Kara propaganda, şiddet dili, suçlamalar, iftiralar son bulmalı. Demokrasinin gereği kabul edilmeli. Sonuçlar sağduyu ile karşılanmalı…

Evet, sonrasında sağda da solda da her kesimde, her ittifakta, her partide kartlar yeniden karılacak. Karılmalı da…

Hatalar, eksiklikler, yanlışlar konuşulacak…

Konuşulacak ki daha iyisi, daha doğrusu, daha güzeli olsun…

Kimsenin babasının tapu malı değil o koltuklar, makamlar…

Şimdilik Türkiye’nin değişimi, gelecek bahar için susuyoruz…

Sonra kimse kusura bakmayacak. Herkes yaptığı yanlışın bedelini ödemeli…

Sevgili ülkemin güzel yurttaşları yarın sandığa koşalım. İrademizi sandığa yansıtalım…

Huzurlu bir seçim günü dileğiyle…

#OyVer #GeleceğineSahipÇık