
Murat Yıldırım
TIBBİ ZORUNLULUĞA KURULAN BARİKAT
MUĞLA AKBELENDE 65000 AĞACIN KESİLMESİYLE İLGİLİ ÇEVRE FELAKETİNDEN TÜM
TÜRKİYE KAMUOYU HABERDARDIR. EKRANLARIN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ ŞÖYLEDİR:
TV ekranlarından izlediğimiz manzaraya ilişkin olarak; bir şirket tarafından kesilip biçilip yok edilen ormanları savunmak üzere mahalde 7’den 94 yaşına kadar insanların aç susuz, perişan bir hal içinde gece gündüz nöbet tuttuğu görülmektedir.
Nereden kaynaklandığını bilmediğimiz bir emir gereğince jandarma birliğimizin kalkanlarla barikat oluşturarak ormanlarını ve doğasını, toprağını, su kaynaklarını, tarımsal değerlerini zeytinlik alanlarını, özetle, yaşamlarını, nesillerin sürdürülebilir geleceğini savunan köylülerle şirketin faaliyet alanı arasında jandarmamız tarafından kurulan kalkanlı barikat; millet olarak, halk olarak hepimizi derinden üzmüştür. Ortaya konulan çevre felaketinin sonuçlarıyla ilgili tüm bilimsel gerçekleri bizler bilim adamlarıyla birlikte defalarca yazdık çizdik anlattık. Dikkate alınmadı.
ŞU SORULARI SORMAK GEREK:
1) Yüzlerce insan 45-50 derece sıcağın altında aç ve susuz nasıl yaşıyor?
2) Ağaç yok, ev yok, en basit bir barınak yok, insanlar bu şartlarda nasıl nefes alır?
3) Böylesine kupkuru, bom boş, korumasız bir alanda insanlar tuvalet ihtiyacını nasıl giderir?
TUVALET DEMİŞKEN: Olaya tip ilminin ve bilimin ışığı altında baktığımızda bir insanın mesanesi idrarla dolduğunda (halk arasında buna idrar torbası denir) çok sıkışır değil mi, peki insanın hem idrar torbası (mesanesi) dolup sıkışığında, hem de barsakları katı atıkla yani defi hacetle dolduğunda korunaklı bir tuvalete giderek boşaltması gerekir değil mi? Geçtiğimiz günlerde bu nedenle AKBELEN’E sanırım belediye tarafından seyyar tuvaletle getirildi. Oradaki onlarca insan bu insani, medeni ve tıbbi ihtiyacını gidersin diye. (TV haberlerinden) Sonra ne oldu; jandarma o malzemelerin dağıtılıp kurulmasını engelleyerek sanırım malzemeye el koyduğunu yayınladı haber ajanları. Eğer bu haber gerçekten doğruysa vay halimize, Sayın çevre bakanımıza, sayın sağlık bakanımıza yahut yereldeki kurumlarına Türk kamuoyu olarak sormak istiyoruz, bu haber doğrumu dur? Eğer doğruysa insanların bu berbat sıkıntıdan kurtulması için bir çözüm ürettiniz mi? Sonuçları ne oldu? Haber alma özgürlüğümüz çerçevesinde ve halen yürürlükte bulunan " VATANDAŞIN BİLGİ ALMASI'NA
DAYALI YASA DOĞRULTUSUNDA bizleri aydınlatır mısınız?
Haydi biz erkekler olarak uzaklarda bir çalı bulabilirsek çalının arkasına sığınıp bu ihtiyacımızı giderdiğimizi düşünmüş olsak bile, bir ablamız, bir annemiz veya kız kardeşimiz, bir kadın böylesine açık, ormanları, ağaçları yok olmuş, adeta hava meydanı gibi herkesin gözü önünde alana oturup bu kaçınılmaz ihtiyacını nasıl giderecektir?
İnancı olan, mahremiyetten haberdar olan, ar namus ve utanma duygusuna sahip bir toplum olarak, aynı zamanda medeni dünyanın bir parçası sıfatıyla, sosyal ve medeni bir toplum olarak size soruyoruz. Bu nasıl bir anlayıştır. Korunaklı tuvaletlerin, halkın ihtiyacına tahsis edilmesini nasıl engellersiniz, nasıl engelletirsiniz. Bir empati kurar mısınız? Çok yazık
İlgili organlarımıza, cumhuriyetimizin değerli savcılarımıza sesleniyoruz:
Eğer bütün bunlar doğruysa kamuoyu olarak, infialimizi de dikkate alarak bu İşi bu hale getirenler hakkında lütfen gerekenlerin yapılmasını talep ediyoruz......
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.