Bugünlerde; en çok konuşulan konu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel’ in, Belediye Hizmetlerinde çalışan işçileri işten çıkararak binlerce kişiyi mağdur etmesi…           

Sayın Türel, kendisinin ve Başkanı bulunduğu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı hiç kimseyi işten çıkarmadığını;

Sözleşme süresi biten işlerde, hizmet ihalesini kazanan firmanın önceki firmanın işçileri ile değil, kendi işçileri ile çalışmak istemesi nedeni ile, önceki firmanın işçilerinin işsiz kaldığını açıklamıştır.

Bu açıklamada büyük oranda gerçeklik payı bulunmaktadır.

Konuya bu gözle bakıldığında, hiçbir firma başka firmaların işçileri ile veya ekibi ile çalışmak istemez.

Ancak;

Büyükşehir Belediyesine yönelik eleştirinin haklı görülebilecek ve somut mağduriyet yaratılan kısmı taşeron işçilik uygulamasının yarattığı sorunlara yöneliktir.

Kamu kurumları ve yerel yönetimler, yasa ile kendilerine verilen görevlerin önemli bir kısmını hizmet ihalesi yaparak, taşeron firmalara verdiklerinde, gerek İş Hukuku ve gerekse siyasi yönden bir takım sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.

İş Hukuku açısından konuya bakıldığında;

Hizmeti alan asıl işveren, Büyükşehir Belediyesi hizmeti gerçekleştiren firmanın işçilerine karşı 1.derece sorumludur.

Nitekim;

Sayın Türel’ in belirttiği gibi, işten ayrılmak zorunda kalan işçilerin çalıştıkları taşeron firmadan alamadıkları ücret, kıdem, ihbar tazminatları … vb. her türlü taleplerini, öncelikle Büyükşehir Belediyesi karşılamak zorundadır.

Belediye hizmetlerinde meydana gelen iş kazalarından dolayı ölüm, sakatlanma… vb. konularda tazminatlardan da taşeron firma ile birlikte Belediye müşterek ve müteselsil ve hatta kusursuz sorumludur.

Asıl sıkıntı;

Taşeron işçinin, işinin sürekliliğinde ortaya çıkmaktadır.

Muayyen bir siyasi parti ile yakınlığı olsun olmasın, yönetimde olan Belediye Başkanı zamanında işi alan müteahhit firmanın sözleşme süresi, başka bir partiden seçilen Belediye Başkanı zamanında dolmuşsa, bu dönemde ihaleyi kazanan partiye yakın bir taşeron firma ihaleyi kazandığında önceki firmanın işçileri, işlerinden olabilmektedir.

Taşeron sisteminde bunun önüne geçmek nerede ise, imkansızdır.

Siyaset yandaşa iş sağlama, ihale sağlama ve menfaat sağlama temeline dayandığı sürece, bu haksızlık ve dram maalesef emekçiyi mağdur edecektir.

Çözüm, bir an önce taşeron işçiliği uygulamasını sonlandırmakta sağlanabilir.

Ancak; mutlaka bu hizmetler hizmet alımı şeklinde yapılacaksa, her iktidar değişikliğinde değişen taşeron firmasına göre, işçinin çalışmasında süreklilik sağlayacak bir yöntem ve yasal düzenleme yapılmalıdır.

İşçinin ve ailesinin iş güvencesi bu şekilde sürdürülen haksız bir uygulamaya kurban edilemez.

Başta Sayın Türel olmak üzere,

Tüm siyasiler ve Belediye Başkanları bu sorumluluktan kendilerini vareste tutamazlar.

Hele partileri iktidarda ise.

Saygılarımla…