Bugün ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’

Her zaman olduğu gibi gazetecilere övgüler yağdırılacak, basın özgürlüğünden dem vurulacak..

Gazeteciler için yakışıklı demeçler verilecek..

10 Ocak aslında gazeteciler için, Türk basını için çok önemli bir tarih..

1961 Anayasası’nda gazeteciler lehine yer alan hükümler nedeniyle ‘Çalışan Gazeteciler Bayramı’  olarak coşkulu bir şekilde kutlanıyordu 10 Ocak..

Ancak Türkiye’yi derinden etkileyen, her açıdan çok gerilere götüren 12 Mart askeri darbesiyle gazetecilere tanınan hakların bir kısmı postal seslerinin gölgesinde ellerinden alındı..

Tüm kurumlara olduğu gibi basına da vurulan bu darbeden sonra 10 Ocak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak anılır oldu..

Kutlanıyor diyemiyorum çünkü basının içinde bulunduğu olumsuz koşullarda bırakın kutlamayı özgür haber ve yorum yapmanın bile  cesaret olduğu süreci yaşıyoruz..

Türkiye’de basın öyle bir kıskıca alındı, bastı, tehdit ve şantajla karşı karşıya kaldı ki halkın haber ama özgürlüğünü kullandırmak bile olanaksız hale geldi.

Basını biat etmeye zorlayan bir siyasal iktidar iş başında.

Yandaş olmayanı bertaraf olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Havuz medyasının dışında har gazete ve gazeteci siyasal iktidara göre makul şüpheli konumunda..

Muhalif iseniz ya darbeci, ya da paralelci suçlamasıyla karşı karşıyasınız..

Gerçekten sıkıntılı, bir o kadar da zor bir dönemden geçiyoruz.

Her bireyin olduğu gibi gazetecinin kaderi de siyasal iktidarın keyfine kalmış durumda

Hızlı bir değişim var, başta ordu olmak üzere kamunun tüm kurum ve kuruluşları iktidarın politikalarına göre dizayn ediliyor.

Artık ‘Bağımsız Türk Yargısı’nı aradığımız bir süreçten geçiyoruz.

Ancak koşullar ne olursa olsun, iktidar baskısı ne ölçüde olursa olsun ödün vermeyen, Anayasal hakları sonuna kadar kullandırmayı kendisine görev edinmiş yargı mensupları yürekli savcı ve yargıçlar hala var.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Aykut Aydın imzasıyla ulaşan bir kararla onurlandık, gururlandık, yargıya olan güvenimizi tazeledik, halkın haber alma özgürlüğüne kullandırma çabamıza daha bir şevkle, daha bir heyecanla sarıldık..

Cumhuriyet Savcısı Aykut Aydın, Atatürk Devlet Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Birimi’nin  Perge Bulvarı’nda yasaya göre yasak olmasına rağmen akaryakıt istasyonuna komşu kiralık bir binaya taşınmasını konu ettiğimiz ‘Kim Takar Yasağı ‘ ve  “Bu Gizlilik Neden ?” başlıklı haberlerimiz için ‘basın yoluyla hakaret’ gerekçesiyle yapılan suç duyurusunda ‘kamu adına kovuşturmaya gerek yok’ kararını verdi Savcı Aykut Aydın..

Suç duyurusunu 5307 sayılı yasayı hiçe sayarak çalışanların, hastaların ve yakınlarının hayatını hiçe sayarak hastaneyi taşıyan Antalya kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği yapmıştı.

Savcının bu ayakta alkışlanacak kararı ile ilgili olarak bugün Akdeniz GERÇEK’te geniş kapsamlı bir haber yer alıyor..

Ben 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetemiz imtiyaz sahibi Ahmet Başkaya ile birlikte çalışan gazetecilerimiz Adnan Yıldırım ve Deniz Topkaya’nın şahsında bizler kıvandıran kararda yer alan çok kısa bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Şüphelilerin gerçek bir haberi haber konusu yaptıkları, söz ve yorumların aktarılmasında kamu yararı bulunduğu, haberin veriliş biçimi ile özü arasında fikri bir bağ bulunduğu, suç kastı ile hareket etmedikleri, muhataba husumet ve kuşku yaratıcı, kişiliğini zedeleyici bir üslup kullanılmadığı, özle, biçim arasındaki dengenin şeref ve onuru kıracak boyutta bozulmuş olmadığı gözlenmiştir”