Devlet kurumları başta olmak üzere son yıllarda kurumların genelinde bir taşeronlaşma aşkı başladı ki sormayın gitsin. Aslında kurumlara kardan çok zarar getiren bir sistem olan taşeronlaşma, özel sektörü kalkındırırken emek sömürüsünü de beraberinde getiriyor…

Dün DİSK Bölge Temsilcisi Matoş Konca da açıkladı. Taşeron işçi sayısı, AKP Hükümetleri döneminde tam 4 kat artmış. Yani ezilen, emeği sömürülen işçi sayısında da ileri gidiyor, ülkemiz…

Taşeron sistemi, devletin kasasını kollayan bir sistemmiş gibi yutturmaya çalışanlar dönüp sokağa bakmalı…

Belediyelerde, hastanelerde, maden ocaklarında vs taşeron işçiler hep mağdur ve eylemde…

Zaten üç kuruşa, iş güvenliğinden yoksun çalışan işçilerin bir de maaşlarını düzenli alamamaları nedeniyle yaşadıkları sıkıntılar sürekli gündemde…

Yeni yılın ilk günlerinden beri Türkiye’nin dört bir yanında sokağa koyulan taşeron işçilerin feryatları tüm bunlara karşı nedense duyulmak istenmiyor…

‘Emek, en yüce değer’ olduğuna göre emekçinin hakkını savunmak başta devletin görevi. Ama emekçinin hakkını korumakla görevli devlet, emek sömürüsünün önünü açarsa yandık…

Sonuçta geldiğimiz nokta da yandığımızın işareti…

Devlet, taşeron sistemle mücadele yerine yaymaya çalışıyor…

Oysa taşeron sistem, iş cinayeti demek…

Taşeron sistem, yatmayan maaş demek…

Ödenmeyen sigorta primi, eksik ücret, kullandırılmayan ücretli izin demek…

Taşeron sistem, işsizlik demek…

Güvencesizliğin bir diğer adıdır…

Devlete ve özel sektöre kar sağlıyor gibi görünse de tek kar sağladığı; taşeron firmalardır…

Düşük ücretle ve az sayıda personelle yaptıkları işler karşılığında pek çok firma büyük karlar etmektedir…

Devlet ve özel sektör ise zor şartlar altında çalışan taşeron işçilerden tam verim alamamakta ve kendilerinin daha ucuza mal edebilecekleri işleri, işçilerin sorumluluğundan kaçmak ve etliye sütlüye dokunmamak için taşeron sistemle yapmaktalar…

Sonuçta da geçtiğimiz günlerde belediyede, dün de üniversitede olduğu gibi taşeron işçiler maaş alamadıkları için sokağa çıkmakta…

Burada sendikalara büyük görev düşüyor. İdeolojik ayrışmayı bir kenara bırakarak, taşeronlaşma aşkından vazgeçilmesi ve devletin gerekli düzenlemeleri yapması için el ele verilme…

Bu aşk bitmezse, emek sömürüsü artarak devam edecek…