Son birkaç yıldır suskunlaştık, farkında mısınız? Tek ses olduk, adeta. Oysa renklerimizle güzeldik. Alanlardaydık, sokaklardaydık, köylerde ‘maden ocağı’ kıyımlarına, derelerin HES işgaline, kentlerin yağmalanmasına, demokrasinin daraltılmasına haykırıyorduk…
Adım adım gelen süreçte açılan davalar, baskı ve uygulamalar ile sustuk, günden güne…
Şimdi ise tamamen suskunlaştık…
Hele hele 15 Temmuz sonrası…
Cemaatçilerin devletin her kadrosuna sızmasının getirdiği süreçte girişilen darbe girişimini ordunun, polisin, halkın, siyasilerin girişimiyle püskürttük…
Yüzlerce can kaybettik…
Geri dönüşü olmayan travmalar yaşadık…
Ama atlattık, süreci…
Sonrasında güzel bir birliktelik tablosu çıktı, belki…
Ama bu birliktelik sadece alanlarda kaldı, sanki…
Mesela OHAL’in ilan edilmesi…
Meclisin devre dışı kalması…
Kanun Hükmünde Kararnameler ile alınan kararlar…
Acaba burada iktidar ve muhalefet birlikte mi kararlar aldı, görüş alışverişinde bulundu?
Elbette hayır…
Ama alınan kararların, uygulamaya konulan kapatmaların, el çektirmelerin vs neredeyse hepsine katılıyor havasında muhalefet…
Öyle cılız açıklamaları sakın ola ki ses diye nitelemeye çalışmayın…
Her ne koşulda olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin Müslüman coğrafyasında ayakta kalmasının sebebi olan Cumhuriyet ve kazanımlarını kaybetmemeliyiz…
Hiçbir nedenle kazanımlarımızdan geri adım atmamalıyız…
Tehlikenin sadece 15 Temmuz’u kana bulayan FETÖ’cüler olmadığını gözden kaçırmamalıyız…
Temizliğin kolay olmayacağı aşikardır…
Ama devlet kadrolarına başkaca cemaatlerin sızmasına ve sızdırılmasına da yol açılmamalıdır…
Demokrasi, insan hakları, çevre, kadın, çocuk ve engelliler olmak üzere çeşitli konu ve alanlarda verdiğimiz mücadelelerimizi susmadan kararlıkla sürdürmeliyiz…
Muhalefet de bu mücadelelerin öncüsü olmalı…
Sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek odaları, basın da desteklemeli…
Yani demem odur ki siyasiler bir adım öne çıkın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.