Dün bir sohbette “Memleketin halini nasıl görüyorsun” diye sorduğum siyasi, “Nerden baktığına bağlı” dedi. Haklıydı, Saray’dan baktığımızda durum başka, sokaktan başka…

Sokağa çıkın. Elinde çuvalla akşam saatlerinde çıkıp utana sıkıla yakacak birşeyler arayan yurttaşı görün. Pazar sonrası geç saatte gidip sebze artıklarını, çürük meyveleri toplayanları görün…

Başını sokacak yeri olmadığı için apartman girişlerinde, hastane acillerinde, inşaatlarda, camilerde, tuvaletlerde sığınanlara bakın…

İçiniz burkulur. Tabii vicdanınızı kaybetmediyseniz…

Dün İHA kanalıyla bir haber servis edildi. Otobüs durağına sığınmış evsiz yurttaşın hali haber yapılmış. İçim acıdı. Biz sıcacık evlerimizde bile üşürken, soğuk gecelerde bir karton üstünde yaşamaya çalışanlar var…

Sosyal devlet nerede? Açlık, yoksulluk ve yokluk iliğine kadar hissedilirken nerede sosyal devlet?

Neden evsizler için yaşam alanları oluşturulmuyor? Çok mu zor? Yerel yönetimlere bakanlıkların sağlayacağı destekle işbirliği içinde sorunu çözmek mümkün…

Lütfen bu kanayan yarayı dindirin. Hastası var, yaşlısı var. Aç, susuz perişan haldeler. Ne hijyen var ne sağlık…

Antalya Valimiz Ersin Yazıcı’nın bu konudaki duyarlılığını biliyorum. Lütfen Sayın Valim sokağı bir gezsin kıymetli müdürler ve ekipleri…

Yaptığı başvuruya ve çağrıya rağmen el uzatılmadığı için sokakta kalmaya devam eden İsa Amca’ya ve herkese sahip çıkın…

İnsan, canı söz konusu…

Barınma, beslenme en temel hakken bu haktan mahrum kalan yurttaşa devlet sahip çıkmazsa kim sahip çıkacak?

İnanıyorum ki sahip çıkılacak…

Ankara yapamasa da Antalya yapacak…

Belediyeler ve bakanlıkların taşra teşkilatları bile kısa dönemli çözüm üretebilir. Uzun süreli çözüm de kolay…

Yeter ki istensin…

Onca konaklama tesisi var. Boş duruyor. Devlet uygun fiyatla bu yurttaşları buralara yerleştirip sorunu çözebilir…

Ama uzun vadede muhakkak yaşam köyleri kurulmalı…

Ne demiş Şeyh Edebali; “İnsanı yaşat ki devlet yaşatsın…”

Şu zor günleri kolay ve az hasarla atlatmak dileğiyle…

Sağlıcakla kalın…