
İbrahim Uysal
SİYASETİN TİCARETİ ve İNANMIŞLIĞI
Ben, ben demek bir sorunun kaynağıdır. Bilirim. Ama ben
de beni, düşüncelerimi "ben"siz nasıl anlatırım ki.
--Az gelişmiş bir ülkede yaşamının en önemli sorunu,
bilgi, deneyim ile birlikte anlaşılamamaktır. Yani iletişim.
--İletişim de öyle, haberler, gazete, televizyon falan
değil. En basitinden, iki kişi arasında bile yapılan anlaşılır konuşmadır.
--Çok önceleri duymuştum, espri niteliğinde benim de
kullandığım "KONUŞUYORUZ, KONUŞUYORUZ AMA ANLAŞAMIYORUZ" tümcesinin
ben de çok farklı bir yerde kullanmıştım. Sonra oturdu ama. Bu öyle, sıradan
espri falan yapılacak bir tümce değil, az gelişmiş toplumların yaşam biçimi
imiş/idi.
--Bizler, yani 78'liler bizden öncekiler gibi İdeoloji
ile yaşamları şekillenen kişiler/yurttaşlardık. Bundan da şikayet ettiğimiz yok
ve hiç de olmadı. Ayrıca, iyi ki öyle de olmuş.
--Bazen anlatırım, 12 Eylül öncesi, Hacettepe'de bize de
birleri semineler verirdi. Bir gün, bugün Antalya'da yaşayan sevgili arkadaşım
Haşim de, bana "Diyalektik ve Tarihi Materyalizm" konusunda eğitim
semineri vermemi istedi.
--Oturdum, Lenin'in, Stalin'in, August Thalheimer'den
tutunda Orhan Hançerlioğlu'na kadar karıştırmadığım kitap ve anlatı notu
kalmamıştı.
--Kalmamıştı ama, oturup bir gurubun karşında anlatacak
kadar da yeterli bilgim ve deneyimimde yoktu. Bir kağıda yazıp okumak da tarzım
değildi.
--Neyse ilk sıralar bir saman kağıdına alınan notlardan
okudum ve anlattım. Anlattım ama bu içime sinmemişti.
--Sonra oturdum adam gibi not alıp önemli saydığım yaptıkları
ve notları okudum, okur iken de, yaşam ile bağlantılı örnekler için notlar
tuttum.
--İlk seminerlerde katılanlar pek tiye almazlar iken, sonradan
başka yerlerden de teklifler almaya başladık ve gittik anlattım. Anlattım ama
bu defa yöntem farklıydı. Günlük yaşamdan örnekler ile, bilimsel verileri
kaynaştırarak.
--Bilgiyi, yaşamın içinde katarak ve yaşamın içinde anlamlaştırarak.
--O dönemden sonra, konuşurken bile kullandığım
sözcüklerin anlamlarını kafamda iki kere tartar ve kullanırım.
--Çünkü kullanılan sözcüğün anlamı beyninizde bir
karşılık bulmadıysa, konuşmanız ve iletişiniz yapay ve yapmacık olur.
--Son zamanlarda özellikle internetin günlük yaşamın
içerisine girmesi ile, kullanılan malzeme ve materyal bol ama, bir şeyleri
yerli yerine koyup kullanma ise havada kalıyor.
--Düşünsenize, "anonim",
"kaynağı/yazanı/söyleyeni belirsiz" demek yerine, sanki bir kişi,
kaynağı/söyleyeni belirsiz demek yerine, bir kişiymiş gibi bir algı ile
"Laedri" diyorlar.
--Maalesef siyasette de, durum aynı. Siyaseti, bir
partide üç-beş yandaş ya da "adamını bulamadın, madamını" bul
anlayışı ile yapan, yürü ya kulum denilen bir güruh türedi ve siyaseti rehin aldı.
--Kulaktan duyma/dolma bilgiler, bir şekilde sağlanan
ilişkiler sayesinde akademik kişi ve çevrelerden elde edilen bilgiler ile iş
yapılmaya çalışılmakta ve yöneticilik yapılmaktadır.
--Oysa, yönetim, bilgi, deneyim, süreç yönetme becerisi,
iletişim gibi bir çok unsuru kapsayan bir konumdur.
--AKP, Erbakan'ın Milli Nizam, Milli Selamet ve fazilet
Partileri geleneğinden deneyimli bir partidir. Özellikle yurtdışı bağ ve
bağlantıları ise, onurun yönetimde daha profesyonel davranmasına sebep
olmuştur. Son denemde ki savrulmaları ise, kendine güvenin "ben ben"
diye ego hastalığına yakalanmasına sebep olmuş ve yanılma ve kaybetme süreci
başlamıştır.
--CHP, gerek Genel Merkez, gerek se de Erdoğan'ın
yönetsel yanlışlıklarının sonucu halkta yarattığı yılgınlık, bıkkınlık ve
yolsuzluklardan dolayı, bir yerel yönetim sürci şansı yakalamıştır.
--Dilerim, yöneticilerin seçilmişlikten kaynaklanan
"BEN BAŞKANIM, HER ŞEYİN EN İYİSİNİ BİLİRİM. HALK BUNUN İÇİN SEÇTİ" ,
iletişim içinde olduğu akademisyenlerinde, yaşamdan kopuk kitap metinleri ile
seçkinci bir tavır ile "EN DOĞRUSU BENİMKİ" anlayışına kapılmadan,
bilgiyi, ye deneyimi ile harmanlayarak bir yönetim sergilerler.
--Yoksa, "ACEMİ NALBANT, GAVUR EŞEĞİNDE
ÖĞRENİR" özlü sözü gibi; elde edilen yönetsel süreci de, fantazi ve Başkan
ego ve kaprisleri ile haybeye harcar ise, ise, zaten çok yanından geniş
yönetsel deneyim ve olanaklar ile tepelerinde olacak AKP'nin sayesinde,
"HOŞ GELDİN HÜZÜN!.." demeyelim derim.
--Sizi bilmem de!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.