Murat Yıldırım

Murat Yıldırım

ŞEHİRCİLİKTE KORKUTELİ'Yİ DE KAYBETMEYELİM

Ülkemizin tarihçesinde şehircilik ve alt yapı konularını incelediğimizde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk' ten sonra; bilhassa çok partili sürece geçildikten sonra şehirciliği ağzına tükürmüşüz.

Günümüzde yağmur,sel gibi tabi afetler sonrasında ülkemiz şehirlerinde seller nedeniyle mal ve can kayıpları dikkate alındığında işin temelinde kirli siyasetin, bilim dışı belediyecilik uygulamaların olduğunu görüyoruz. Çarpık kentleşme ve özetle kötü şehirleşmenin adeta modaya dönüştüğü bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıya bulunduğumuzun farkına varıyoruz.

Antalya İlimizin Korkuteli olarak bilinen bir ilçesi var. Sanıyorum 900-1000 metre rakımlı bir ilçe. Yaz aylarında serin ve atmosfer koşullarının rahatlığı nedeniyle mevsimlik mesire yeri halinde, binlerce emeklinin 3-4 ay için taşındığı bir belde. Hatta kısa süreli de olsa "ak saçlıların yaşam alanı" olarak gündeme getirilen bir coğrafya. Bu ülkenin farklı şehirlerinde yıllarca hizmet emeklileri olarak, ömürlerinin uzatmalarını oynadıkları bir süreçte hepsi de Korkuteli'de buluşmaktadırlar. Böyle bir ilçenin şehircilik kurallarını bilimsel manada uygulamış bir yer olması gerekir değil mi.... Yollar caddeler 50-100 yıl geriden gelen bir görüntü içinde, trafik arap saçı, çarşı Pazar can sıkıcı, böyle bir turizm döneminde devasa boyutta; şehrin yarısını kaplayan dev inşaatlar, gürültü, patırtı, hava kirliliği, toz toprak, işgal edilmiş daracık kaldırımlar binlerce yaya arabaların arasından Sağa sola ilerlemeye çalışılan garip bir şehircilik manzarası. Yılların birikimi sonucu...

Her açıdan söz konusu ilçemizde bilimsel çalışmaların, hayati istatistiklerin, çok alanlı envanter çalışmalarının, uzun menzilli zamanı hedef alan planlamaların yapılması gereken bir kent olarak sahip çıkılması gerektiği sonucuyla karşı karşıya bulunduğumuz ortada. Ayrıca ilçede tüketici haklarının korunmasını esas alan ve pazarcılık faaliyetleri üzerinde bir takım sınırlamaların ve sıkıntıların sonucunda bilhassa meyve ve sebze fiyatlarının suni müdahalelere odaklı, halkın satın alma gücünü, mahalli uygulamalarla dar boğaza soktuğu da tespitlerimiz arasındadır. Rekabet yasası delinmiş, "Haklı rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisi" kavramı unutulmuş, yazlıkçı emekli vatandaşlarımız adeta kenara itilmiş gibi bir manzara söz konusu. Demek ki daha fazla geç kalınmadan devlet ve vatandaş iş birliği içinde konunun etrafında buluşularak, ortak akıl ve dayanışma koşullarını oluşturup çağdaş muasir medeniyetler ışığını yakmamız gerekmektedir. 

Buna çok ihtiyaç var. Dilerim yetkililer ve etkililer harekete geçer

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Yıldırım Arşivi

Çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum

30 Ağustos 2025 Cumartesi 09:38

Antalya'da susuzluğa çözüm reçetesi

29 Ağustos 2025 Cuma 11:07

Kurtuluşun reçetesi "Akdeniz Gerçek Gazetesi"

27 Ağustos 2025 Çarşamba 10:38

Gazipaşa bölgesinde su faciası

13 Ağustos 2025 Çarşamba 15:40

SAYIN CUMHURBAŞKANIM

12 Ağustos 2025 Salı 11:42

Türkiye çölleşiyor mu?

01 Ağustos 2025 Cuma 12:05