Yakın geçmişte suyumuzla, denizimizle, doğamızla övündüğümüz
Antalya’da önce suyu bitirdik. Kalanı kirlettik, sonra da çocukluğumuzda ‘Deniz
kirlenmez, kir tutmaz’ savını çökerttik…
Şaka değil…
Burdur’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi için
mücadele ettiğimiz Salda Gölü’ne eğer yıllardır kanalizasyon akıyor ve memleket
seyrediyorsa elbette şaşmamak gerek…
Antalya’da da durum
aynı. El birliğiyle kirlettik. Fabrikalarla, otellerle, işletmelerle batırdık
Antalyamızı…
Düden Çayı’nda balıklar ölüyor, sular köpük köpük ama hala
sorunun çözümü yok…
Soruna işaret edip bırakıyor, herkes…
Manavgat’ta, Serik’te
akarsularda benzeri kirlilik haberlerini yapıyoruz ama çözüm yok…
Şimdi de deniz…
Koskoca denizi kirlettik. Kirletilmesini engelleyemedik.
Koruyamadık…
Bakın normal değil.
Manavgat’ta sahile deniztavşanları vuruyor…
Antalya'nın bazı sahillerinde ise günlerdir zift var…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, “Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan İl
Müdürlüğümüze gelen bilgilerde; denizde bir kirliliğe rastlanmadığı,
uluslararası sulardan geçen bir gemi tarafından illegal deşarj yapılmış
olduğundan şüphelenildiği ifade edilmiştir. Konunun takibi yapılmaktadır”
açıklamasını yaptı…
Şimdi alınan
numunelerin sonuçlarını bekleyeceğiz…
Umarım çözülebilir…
Tam da Dünya Çevre
Günü’ne denk gelen bu haberler içimi acıtıyor…
Bize miras olan çevreyi koruyamamak ve gelecek kuşaklara
aktaramamak çok acı…
Bu arada bir kötü haber de restorasyonu tartışılan Saat Kulesi’nden…
Şaka değil, gerçek…
Kulenin saati çalınmış…
Kim çaldı, ne zaman çaldı? Niye fark edilmedi?
Ah benim güzel ülkem…
Şu saate kadar
Antalya Valiliği’nden ses yok…
Deniz kirlenmiş, saat çalınmış…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.