Yerel seçimler yaklaştıkça heyecan artıyor, tansiyon her geçen gün yükseliyor.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Antalya’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimi büyük bir yarışa sahne olacak.

Antalya seçimleri sadece bu ilin sınırlarında oturanları değil, Türkiye’nin diğer 80 ilini de etkilemesi açısından önem taşıyor.

Yeni yasa ile birlikte Büyükşehir Belediyesi’nin mücavir alanı Antalya il sınırı olarak belirlendiği için 30 Mart 2014 Pazar günü sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağı bu düzenleme ile daha çok merak edilmeye başlandı.

Şüphesiz iktidar partisi AKP, kırsalın oylarına güvendiği için bu düzenlemeyi yaptı.

Anadolu’nun pek çok kentinde beklediği sonucu da alabilir.

Ama Antalya için durum çok hem de çok farklı.

Çünkü ‘şehirleşen’ köylünün durumu içler acısı.

AKP’nin tarım politikası nedeniyle çiftçilik öldüğü gibi, yanlış ekonomik politikalar yüzünden bir zamanlar ‘milletin efendisi’ olan köylü karnını doyuracak ekmeği bulmakta zorlanıyor.

Antalya’yı herkes ‘turizmin başkenti’ olarak biliyor ama madalyonun öteki yüzü böyle söylemiyor.

Bir de  ‘Avrupa kenti’’ deniyor ama…

Gerçekler de tüm çıplaklığı ile ortada.

Antalya’da hala yolu, suyu, elektriği bulunmayan köyler var.

Hala bırakın Antalya merkezine ilçe, hatta belde merkezine bine inmemiş insanların yaşadığı bir il konumunda Antalya..

Antalya denince akla hemen 2B olarak bilinen ‘orman vasfını kaybetmiş araziler’ geliyor.

AKP iktidarı, bu arazileri satmak için çok uğraştı ve sonunda Meclis’teki parmak üstünlüğü ile amacına ulaştı.

Oysa CHP, 2B arazilerini yıllardır ekip biçen sahiplenen, evi, yurdu olarak kabule ettiği köylüye bedelsiz devrini önermişti.

MHP’de atalarından kalan arazileri gözü gibi koruyan kullanıcılarına ücretsiz olarak verilmesini istemişti.

Her şeye para gözüyle bakan AKP, bu uyarıları kulak asmayarak 2B arazilerinin satışı için çok yüksek rayiç bedeller belirledi.

Antalya’da 2B arazilerinin satışı için belirlenen fiyatlar uzun süre protesto edildi, hatta protestolar CHP İl Başkanı Devrim Kök’ün çabaları ile Başkent Ankara’ya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar taşındı.

Böylece 2B vurgununu Antalyalı eylemcilerin sayesinde Türkiye ve dünya duymuş oldu.

Şimdi 2B gibi bir çok önemli sıkını varken, AKP’nin kırsalın oylarını ne ölçüde alabileceği tartışılır.

Elbette seçimin sonucunu ülkede yaşananlar da önemli ölçüde etkileyecek.

Adı ‘çözüm’ olarak konan süreci vatandaş sindirmekte zorlanıyor.

Bırakın zorlanmayı teröristlerle görüşülmesini, aynı masaya oturulmasını ve bebek katili Apo’nun muhatap alınmasını kabullenemiyor vatandaş..

Bir de Suriye ve Mısır sorunu var ki, herkes şikayetçi.

AKP iktidarının savaş çığlıkları atmasından rahatsız ve tedirgin Antalyalı seçmen..

Antalya’da yaklaşık 500 bin kişi turizmden ekmek yiyor..

Olası bir savaş durumunda turizm çökeceği gibi bu insanlar ve onların eline bakan milyonlar aç kalacak..

Her şeyin üstüne bodozlama giden ve ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile hareket eden, gerek muhalefetin, gerekse halkın sesine kulak vermeyen, vermediği gibi küçümseyen, suçlayan, hatta hakaret eden bir siyasi otorite iş başında iken AKP’nin yerel seçimlerde işi çok zor..

Antalya için CHP, AKP ve MHP iddialı..

Üç parti de adaylarını belirlerken ince eleyip sık dokuyor..

Son günlerde anket enflasyonu yaşansa bile siyasi partiler belediye başkan adayları belli olmadan anketlerin çok da gerçekçi olmayacağını söylüyorlar.

Haksız da değiller..

Önce adayları görelim..