Antalya’da yerel basının en önemli malzemesi CHP..

CHP ile ilgili haber, yorum ve gelişmeler sürekli olarak gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda öncelik alıyor.

30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak yerel seçimler öncesinde de CHP, Antalya basınında ilk sıraya çoktan oturdu.

CHP’de seçim startının erken verilmesi yanında, aday adaylığı sürecinin erken başlatılmış olması da basının ilgisini artıran bir başka etken olarak ortaya çıkıyor.

İlginçtir iktidarda AKP var, MHP, AKP ve CHP kadar yerel seçimlerde söz sahibi ancak bu iki parti ile ilgili haberler fazla rağbet görmüyor.

Daha doğrusu CHP’de sinek uçsa basının hemen haberi oluyor.

CHP’deki kimi ‘ötücü kuşlar’ gazetecilere en küçük bir gelişmeyi biraz da abartarak aktarıyorlar.

Özellikle CHP’yi yazmaya özen gösteren kimi muhabirler ile köşe yazarlarıyla sıcak ilişkiler kurmak isteğinde olan CHP’liler, bu ilişkileri daha sıcak hale getirmek, geliştirmek ve gazetecilere sempatik görünmek adına partinin en mahrem konularını bile taşımayı maharet sayıyorlar.

Gazete ve televizyon haberlerine bakarsanız, kimi köşe yazarlarının yorumlarına dikkat ederseniz CHP Antalya örgütünde müthiş bir kavga varmış izlenimini edinirsiniz.

CHP’de kavga var da AKP sütliman mı ?

Elbette değil ama AKP’de ötücü kuş sayısı bir elin parmakları kadar az..

Bunun yanında ‘kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışı iktidar partisinin Antalya teşkilatına hakim..

AKP’de bir paylaşım kavgası olduğu gibi, gizli bir adaylık mücadelesinin de olduğu biliniyor.

Bu kavganın taraflarının il başkanı, il yönetimi, milletvekilleri ve belediye başkanı olduğu da parti kulislerinde ısrarla konuşuluyor.

Ama AKP ser veriyor, sır vermiyor.

Hiçbir AKP’li bunları dışarıya, hele hele basına asla taşımıyor, bir kısım gazetecilere yaranmak adına da partisinin zarar göreceği konuları paylaşmak istemiyor.

AKP, bu anlamda gerçekten disiplinli hareket ediyor.

İşte bu noktada yerel seçimler için aday belirleme yöntemi tartışmasına değinmek gerekir.

CHP Antalya örgütünde önce ‘ön seçim’ talepleri öne çıkarıldı, genel merkez bunu dikkat almayınca bu kez ‘ eğilim yoklaması’ söylemleri artmaya başladı.

Pek çok kişi sandığı işaret ediyor ama eğilim yoklamasının yöntemini bilen deneyimli partililer, eğilim yoklanması işinin sadece örgütün gazını almaya yönelik olduğunu öne sürüyorlar.

Pekala eğilim yoklaması olursa ortaya nasıl bir tablo çıkar ?

Partililer oylarını kullanır, sandıklar açılmadan Ankara’ya genel merkeze gönderilir, sayım döküm işlemi yapılmış ve kamuoyu ile paylaşılmış olsa bile son kararı partinin yetkili kurulları ereceği için tam bir karmaşa yaşanır..

Bu durumda tartışılan ve tartışan bir parti olarak yorumlanan CHP Antalya örgütünde büyük sıkıntılar ortayı çıkar.

Kimi aday adayları ‘sandıktan ben çıkmıştım, listede çok gerilere atıldım’ diyerek isyan bayrağını çekebilir.

Kim aday adayları ise ‘ben ilk 10 arasındaydım, genel merkez beni kesti, listeye bile koymadılar” yaygarasını yapabilir.

Daha da önemlisi küskünler artar, hatta sırasını beğenmeyenler ile listelere giremeyenlerin bir bölümü istifa ettiği gibi, seçim için çalışmaz, oyunu bile kullanmaz, yakın çercesine da sandığa gitmeme telkininde bulunur, en önemlisi de negatif bir hava yaratarak partinin performansını olumsuz etkiler.

Bir de AKP’ye bakalım..

2011 genel seçimleri öncesinde AKP, Antalya’da şimdi CHP’nin hararetli istediği sandığı koydu, hakim gözetiminde olmayan bir eğilim yoklaması yaptı, sonuçlar kamuoyuna ve basına yansıdı..

Ancak, AKP Genel Merkezi, “Kararı ben verir, listeyi ben yaparım’ diyerek Antalya’da partinin gazı almayı amaçlayan eğilim yoklamasının sırasını değiştirdi.

Değiştirdi ama hiçbir AKP’liden itiraz gelmedi, ya da gelemedi..

Şimdi CHP’de  ‘ sandık’ diyenler olası bir eğilim yoklamasının ardından genel merkezden farklı bir aday ve farklı bir liste gelirse ne yapacaklar, tavırları ne olacak ?

CHP tabanında en çok yanıt arayan soruların başında bu var..

Elbette yönetim kademesinde olanlar da bu soruya yanıt arıyor..

Bundan sonra neler olacağını bekleyelim ve görelim.