Henüz 40 yaşında bir insanı, hayatının en güzel döneminde kara toprağa verdik. Lösemi ile mücadele eden genç avukatımız Mehmet Özgür Özkan’dan bahsediyorum…
Hiç tanımadığım, tanışmadığım ama verdiği yaşam mücadelesinde destek olmak için hukukçu arkadaşlarından elde ettiğim bilgiler ve sevgili eşi Sibel Hanım’dan aldığım açıklamalarla yaklaşık 5 ay önce “Öldüren prosedür” başlığını atmıştım…
Oluşan kamuoyu ile milletvekili ve siyasiler Özkan için destek açıklamaları yapmıştı…
Sanıyorum AKP’li vekiller de devreye girmişti…
Ne oldu, güya en gelişmiş dünya ekonomileri arasında yer alan ülkemiz, G-20’ye evsahipliği yapan Antalya’daki bu avukatın yaşam mücadelesine koyulan ‘prosedür’ engelini kaldıramadı…
Uygun ilik nedense 5 ay önce ‘3 aylık ömrü var’ denilen Özkan için getirilemedi…
Nakil gerçekleşmedi…
Ve Özkan, verdiği yaşam savaşını kaybetti…
Gencecik bir kadın kaldı geride ve bir de evin bir oğlu Deniz…
Daha geçtiğimiz haftalarda babasıyla gitar çalıp, şarkı söylemişti…
Şimdi toprağa verdi…
Özkan, ne ilk ne de son olacak görünüşe göre…
Oysa övünüyoruz, her fırsatta ne büyük, ne gelişmiş bir ülke olmaktan…
Bu mudur, gelişen ülke…
Bu mudur, gelişmiş ülke…
Nedir, bu prosedür…
Neden çözülemez…
Dünyanın hangi ülkelerinde var, böyle bir prosedür…
Yazık…
Işıklar içinde uyu Özkan…
Mekanın cennet olsun…
Sen direndin, hatta doktorların beklemediği kadar direndin…
Ama olmadı…
Olmadı…
Güle güle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.