AKP iktidarı döneminde sivil toplum kuruluşlarına adeta savaş açıldı..

Özellikle meslek oralarını ‘öcü’ gibi gösteren bir yönetim anlayışını benimsedi AKP iktidarı..

Bir yandan havuz medyasına ve yandaş kalemlere saldırttı, diğer yandan odaların başta mesleki denetim olmak üzere işlevini ortadan kaldıran düzenlemeler yaptı.

Eleştiriye tahammül etmeyen siyasi iktidar, sivil toplum kuruluşlarını ‘darbeci’ gibi gördü, yanlışlarına karşı çıkanlara karşı adeta savaş açtı.

Son yıllarda sivil inisiyatifin tarihe geçen iki eylemi oldu.

Birincisi Gezi direnişi.

İkincisi ise HES mücadelesi..

Gezi direnişinde polisin orantısız güç kullanımı dünyada tepkiyle karşılandı.

HES’e karşı direnenler ise dövüldü, sövüldü, gözaltına alındı, davalar açıldı.

Amaç belli, yıldırmak, sindirmek, bu da olmuyorsa güvenlik güçlerini devreye sokmak..

Antalya, HES’lere karşı ciddi mücadelede öne çıkan illerden birisi..

HES’e karşı en ciddi mücadele ise Kumluca’nın Alakır Vadisi’nde veriliyor..

Tam 10 yıldır Tuğba-Birkan Erkutlu çifti, Alakır’ı yok edecek olan HES’lere karşı direniyor.

Direniyor da sözlü ve fiili baskılara uğradığı gibi, haklarında açılan davalarla direnme güçleri kırılmaya çalışılıyor.

İstanbul’u  terk ederek Alakır’a yerleşen ve doğal hayatı seçen Tuğba-Birkan Erkutlu çifti, HES şirketi ve onların destekçisi köylüler tarafından sürekli taciz ediliyor.

Son olay ise ürkütücü..

Kimlikleri belirlenemeyen, ya da belirlenmeyen kişiler Erkutlu çitinin evinin önünde gece yarısı 7-8 el ateş edip, kayıplara karıştı..

HES direnişinin simgesi olan Erkutlu çiftinin sıkça tehdit edildiği de biliniyor.

Alakır Nehri  üzeride 47ü tamamlanan, 4’ü ise bitme aşamasında olan HES’lere karşı çıkmanın faturasını ödetmeye çalışıyor HES firmaları ve ‘bize iş sahası açılacak’ düşüncesiyle onlara destek veren köylüler..

Oysa bilmiyorlar ki HES’ler tamamlandığında iklim değişecek, tarım bitecek, HES’ler özelleştirilince suyu parayla temin edecekler..

Silahlı saldırı üzerine jandarmaya şikayetçi oldu Erkutlu çifti..

Onları bilmem ama ben saldırganların belirlenip, yakalanacağını ve adalete teslim edileceğini ummuyorum..

Silahlı saldırı onları pek korkutmuşa, ürkütmüşe benzemiyor.. 

“Bizler iyiyiz. Hiçbir şey bizi korkutamaz ve yıldıramaz. Alakır Vadisi'ndeki masum, savunmasız milyonlarca canlının adına yürüttüğümüz bir yaşam mücadelesi bizimkisi. Mücadeleye devam” diyorlar..

Gerçek şu ki yargı kararları hiçe sayılıyor..

Erkutlu çiftinin HES’lere karşı yürüttüğü hukuk mücadelesinden çok sayıda zafer kazanılmasına rağmen yargı kararları uygulanmıyor.

Alakır Nehri, Danıştay tarafından 1'inci derecede doğal sit alanı ilan edilmesine rağmen Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun bir yılı aşkın süredir bu kararı uygulamıyor..

Belli ki HES firmalarının sırtı kalın..

Daha doğrusu sırtını siyasi iktidara dayadıkları için rahatlar..

Yargı kararları umurlarında bile değil..

Alakır’da HES’lere karşı örnek bir mücadele sergileniyor..

Türkiye’nin ve dünyanın pek çok yerinden bu mücadeleye destek veriliyor..

Silahlı saldırı yargı ve güvenlik güçleri tarafından ciddiye alınır, gereği yapılır mı hep birlikte göreceğiz.

HES’lere direndikleri için çirkin iftira ve tehditlerle karşı karşıya kalan Erkutlu çiftine sahip çıkılmaz, suçlular yakalanmaz ise daha vahim olayların önü de açılmış olur..

Şuhu herkes kabul etmeli :

O kurşunlar sadece Erkutlu çiftine değil, doğa katliamına karşı çıkan, Antalya’nın kaynaklarının talan edilmesine karşı direnen kişi ve kurumlara da gözdağı anlamına geliyor..

Yani o kurşunlar hepimizi tehdit ediyorlar.